Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/592 E. 2019/786 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/592
KARAR NO: 2019/786
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2017
NUMARASI : 2017/6444 Esas – 2017/6488 Karar
DAVANIN KONUSU: Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
KARAR TARİHİ 23/12/2019
İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 26/10/2017 gün 2017/İHK-4037 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile teminat verilen … plaka sayılı traktörün 10/10/2015 tarihinde karışmış olduğu kazada araçta bulunan müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili kazanın trafik kazası niteliğinde olmadığı, rizikonun teminat altına alındığına dair poliçede hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde hesaplanan tazminattan %25 oranında kusur indirimi yapılarak 137.681,69 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı taraftan tahsiline dair verilen karara vaki itiraz üzerine kusur raporunda başvurana yüklenen %25 oranındaki kusurun müterafik kusur mahiyetinde olduğu, yolcunun kazanın oluşumuna etken bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle yapılan indiriminin müterafik kusur indirimi olduğu kabul edilerek (kararın Sigortacılık Kanunu’nda öngörülen dört aylık sürede verilmediği gerekçesiyle oy çokluğuyla) itirazın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili; müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan traktörün yolda seyir halindeyken römorkunda bulunan davacının düşerek yaralanması şeklinde gerçekleşen olayın teminat kapsamında olmadığını, trafik sigortası genel şartları A.3. maddesi uyarınca insan taşımada kullanılan römorkların, bunlar için poliçede özel şartları belirtecek ek bir sorumluluk sigortası sağlanmış olması kaydıyla, teminata dahil edilebileceğini, poliçede buna ilişkin bir hüküm bulunmadığından ötürü rizikonun teminat dışı kaldığını, römorka binen başvuru sahibinin römorktan düşmesinin kaza teşkil etmediğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığını, işbu beyan ve itirazların kabul edilmemesi halinde başvuru sahibinin müterafik kusuru bulunmasına rağmen buna ilişkin indirim yapılmamasının doğru olmadığını, hatalı maluliyet raporuna göre hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yasal süre içerisinde karar verilip verilmediğine ilişkin olarak Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin Sayın Üyesi … karşı oy yazısındaki (2019/2078 E. 2019/4643 K. sayılı dosyada) görüşünde de vurgulandığı üzere; dört aylık sürenin başlangıcında esas alınan görevlendirme tarihinin, hakemin dosyada tasarruf edebildiği tarih olan dosyanın taranmış linkinin mail ile gönderildiği tarih olarak kabulünün kanunun ruhuna uygun bir yorum tarzı olacağı kabul edilerek yapılan değerlendirmede, Sigorta Tahkim Komisyonundan temin edilen evrak içeriğine göre, görevlendirme yazısının, elektronik posta yoluyla gönderildiği tarihin, 27/04/2017 olduğu, hakem heyeti kararındaki karşı oy yazısında belirtilen tarihin ise görevlendirme tarihi değil, komisyonca dosyanın hakeme havale edilmesine dair verilen karar tarihi olduğu, esas alınması gereken görevlendirme yazısının tebliğ edildiği tarih itibariyle 17/08/2017 tarihinde verilen kararın, süresi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Dava, traktöre bağlı römorkte yüklü mısır koçanlarının üzerinde seyahat eden davacının traktörden düşerek yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının A.3/2. maddesinde, insan taşımada kullanılan römorklar, bunlar için poliçede ek bir sorumluluk sigortası sağlanmış olması kaydıyla teminata dahil olacağı düzenleme altına alınmış ise de; somut olaya konu rizikonun, salt insan taşımada kullanılan, kullanım amacı sadece insan taşımak olan bir römorkte gerçekleşmediği, rizikonun, yük taşımak için kullanılan römorkte, yük ile birlikte insan taşınması esnasında meydana geldiği, bu nedenle somut olaya konu rizikonun, sözü geçen madde kapsamında mütalaa edilemeyeceği, bir an için aksi düşünülse dahi, mezkur genel şartların B.4. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin, zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği değerlendirilerek, rizikonun teminat dışı kaldığı savunmasının, davacı tarafa karşı ileri sürülemeyeceği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının müterafik kusuru bulunmakta ise de yolcu konumunda bulunan davacının ‘kazanın oluşumuna’ ilişkin kusuru bulunmamaktadır. Yine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından tazminattan yapılan %25 oranında indirim, kusur indirimi değil, davacının, römorkte taşınan yükün üzerinde seyahat etmesi nedeniyle zararın meydana gelmesine kısmen razı olmasından mütevellit müterafik kusur indirimi olduğu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin müterafik kusur indirimi yapılmadığına ilişkin itirazında da isabet bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca, poliçe tarihi itibarıyla maluliyet raporunun 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre alınmasında isabetsizlik bulunmayıp buna ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde dairemize yahut dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/12/2019