Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/584 E. 2020/403 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/584
KARAR NO: 2020/403
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2015/195 Esas – 2017/736 Karar
DAVANIN KONUSU:Trafik Kazasından Kaynaklanan Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan …’un sahibi bulunduğu … plaka sayılı araçla 22/02/2012 günü saat 12:00 sıralarında Mecidiyeköy’den Çağlayan istikametine doğru seyir halinde bulunan davalı …’un idaresindeki araçla trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … Sigorta A.Ş’nin sigorta poliçesinde belirtilen rakamla sınırlı olmak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi tazminat talebi bakımından kabul anlamına gelmemek kabul ve şartıyla davacının maluliyet oranı konusunda heyet raporu alınması sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının belirlenmesini talep ederek kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinde isabet bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; herhangi bir zarar var ise bunun tamamen davacının asli kusur oluşturan kusurundan kaynaklandığını, müvekkili sürücüye atfedilecek haksız fiilden söz edilemeyeceğini, trafik kazası ile zarar arasında doğrudan illiyet bağının varlığının bulunmadığını, manevi tazminat talebinin fiil ile zarar arasında illiyet bağı kurulamaması yanında tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde son derece fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davaya dahil edilen davalılar …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız fiil ile zarar arasında bulunması gereken illiyet bağı şartının gerçekleşmediğini, talep edilen miktarların tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosyaya eklenen nüfus kaydının incelenmesinde davalılardan …’un maddi ve manevi tazminat davasının açıldığı 20/02/2015 gününden önce 18/02/2012 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen 02/04/2015 tarihli yazıda; davalılardan …’un 24/04/2012 tarihinde devraldığı … plaka sayılı aracı, davaya dahil edilen davalılar …, …, … ve …’un 09/01/2013 tarihinde devraldıkları bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince; davalılardan … Sigorta A.Ş yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalılardan … yönünden açılan davanın dava şartı yokluğundan HMK’nin 114,115’inci maddeleri gereğince usulden reddine, davalılardan … yönünden açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 22/06/2012 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalılardan … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılardan … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Verilen kararın delillerin yanlış takdir edilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, meydana gelen kazada asli kusurun davacıda bulunmasına rağmen mahkemece tazminata hükmedilirken kusur durumunun göz önüne alınmadığını, uğranılan manevi zararın ne olduğunun açıklanmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; kırmızı ışık yanarken yaya geçidinden karşıya geçmeye çalışan davacı …’ın %75, trafik ışıklarında kırmızı yanması nedeniyle bekledikten sonra yeşil yanması üzerine hareket etmeden önce yaya geçidini kontrol etmeyen, yaya geçidi üzerinde henüz geçişini tamamlamış yayalar bulunabileceğini dikkate almayan davalı …’un ise %25 oranında kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumunun 07/08/2012 tarihli raporunda yaya …’in yaşamını tehlikeye sokmayan, basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek ve hayat fonksiyonlarını orta (2/6) derecede etkiler nitelikte yaralandığı bildirilmiştir. İlk Derece Mahkemesi hükmün gerekçesinde; manevi tazminatın miktarının, davası yönünden tarafların kusur durumları, kazanın oluş biçimi, yaralanmaya bağlı olarak davacıda oluşan manevi acı ve üzüntünün dikkate alınması suretiyle belirlendiği açıklanmıştır. Davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliğine, bilirkişi raporuyla saptanan kusur durumuna, paranın satın alma gücü ile hak ve nesafet ilkesine göre, hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı … vekilinin, müvekkili aleyhine hükmolunan 5.000,00 TL manevi tazminatın usul ve yasaya aykırı olduğuna, kanıtların yanlış takdir edildiğine, uğranılan manevi zararın ne olduğunun açıklanmadığına, manevi zarar ile müvekkilinin davranışları arasında nedensellik bağının bulunmadığına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiş, yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuki gerekçeler ile kanıtların takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılardan … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 310,15 TL karar harcının davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalılardan …’un istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/02/2020