Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/550 E. 2020/132 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/550
KARAR NO : 2020/132
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2017
NUMARASI : 2016/413 Esas – 2017/634 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ve davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 22/01/2016 tarihinde “…./İstanbul” adresinde park halinde iken kimliği bilinmeyen kişi/kişiler tarafından çalındığını, Kasko Sigortası Genel Şartları’na uygun olarak davalı tarafa tazminat ödemesi için başvurulmasına rağmen davalı tarafça ödemenin yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …plakalı aracın müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, aracın, davacı tarafça yedek anahtarın iş ortağına bırakılması nedeniyle çalındığını, davacının tazminat talebinin teminat dışı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: “iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 67.500 TL nin 26.03.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine ” karar verilmiştir.
Davalı vekili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Dava, tarafları kasko sigorta poliçesi olan ve kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 30/09/20119 tarihli ve 2016/20042 Esas, 2019/8685 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkemelerin görevi, dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir. HMK’nın 1.maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla belirlenir.Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bunun yanında aynı Kanun’un 83. maddesi uyarınca, eğer taraflardan bir tanesi tüketici ise onun yaptığı işlemler ile ilgili olarak diğer kanunlarda bir düzenleme varsa, buna rağmen bu işlemin tüketici işlemi olduğu ve bu kanunun görev ve yetkiye dair olan düzenlemesini engellemeyeceği, belirtilmiştir.
Görevli mahkemenin tayininde davacı … şirketi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınmalıdır.Somut uyuşmazlıkta, kasko sigorta poliçesinin tarafları olan davacı … ile davalı … arasındaki ilişki, 6502 sayılı Kanun’un 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi ve nihai kararın verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bağlamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
7-İİK’nın 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre …. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalı ….’ye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/01/2020