Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/526 E. 2020/69 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/526
KARAR NO: 2020/69
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2017
NUMARASI: 2017/5628 D.İş.Esas -2017/5628 D.İş.Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 07/10/2017- 2017/İHK-3927)
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda özetle; 28/09/2015 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde, davacıların desteği …’in vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün %25, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın %25, yolun karşısına geçmek isteyen yaya (davacıların desteği) …’in %50 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiğini, davacıların bu olay nedeniyle desteklerinden yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için 28/09/2015 tarihinde davalı Sigorta Şirketi’ne başvuruda bulunduklarını ancak tazminat ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1.500,00’er TL’den olmak üzere toplamda 7.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu iddia edilen … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihi itibariyle ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından başvurunun dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, sigortalı aracın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamıyla müteveffa ve … plakalı araç sürücüsünde olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun reddine karar vermiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davacılar vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün de kusurunun bulunduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’ın, her ne kadar yolcuların ihtiyaçlarını gidermek için durmasını isteseler de durmaması gereken bir yerde durarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinden, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunu 13/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu bulunduğunu, daha sonra alınan bilirkişi raporlarında sürücü …’ın kusursuz bulunduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 28/09/2015 tarihinde, davacıların desteği …’in içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı minibüs ile Kayseri’ye giderken yolcuların ihtiyaçlarını gidermek için mola vermek istemeleri üzerine, aracın yol kenarında park edilerek mola verildiği, akabinde davacıların desteği …’in yolun karşı tarafın geçmeye çalıştığı esnada karşı yönden gelen … plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan araç nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları, yukarıda da belirtildiği gibi, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davacıların başvurularının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 13/08/2016 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın %25, … plakalı araç sürücüsü …’nın %25, …’in ise %50 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. 25/07/2017 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda ise … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nın %25, yaya …’in %75 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen 04/08/2017 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunda, davalı tarafça sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, kaza olayıyla ilgili herhangi bir illiyet bağının olmadığı, kazanın meydana gelmesinde yaya …’in %75 oranında, kendisine çarpan … plakalı araç sürücüsü İsrafil Kapılı’nın %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Karara dayanak yapılan işbu raporun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan tüm koşullara uygun olarak düzenlendiği, birbiriyle çelişen önceki iki kusur raporunun tartışıldığı, tarafların itirazlarının değerlendirildiği, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu görülmüştür. Bu durumda, 04/08/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasa açısından herhangi bir hata bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, davacılar vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir. Bu bağlamda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/01/2020