Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/520 E. 2020/16 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/520
KARAR NO : 2020/16
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI : 2015/1033 Esas – 2017/568 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı … AŞ vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı araç, davacı şirket nezdinde … numaralı ve 21.04.2015/2016 vadeli kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu,03.05.2015 tarihinde … ve … plakalı araçların çarpışması sonucu çift taraflı dava konusu kazanın meydana geldiğini, sigortalıları tarafından araçta meydana gelen hasarın ödenmesi için davacı şirkete başvuruda bulunulduğunu, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde aracın pert olduğunun tespit edildiğini ve 37.000,00 TL. rayiç bedelden 8.100,00TL. sovtaj bedeli düşülmesi sonucu 28.900,00 TL. lik araç hasarının ödendiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın %50 kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile 14.500 TL.nin protokol gereği temerrüdün müeyyidesi olarak 5 puan fazla faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı … AŞ, vekili cevap dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde kusur ve hasara ilişkin olarak düzenlenen raporda, araç sürücülerinin % 50′ şer oranında kusurlu oldukları, araçtaki gerçek hasar bedelinin 28.900 TL olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça yeniden bilirkişi raporu alınması talep edilmişse de; delil ikamesi için verilen kesin sürede ücretin yatırılmamış olması nedeniyle talebinden vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle 14.450,00 TL’nin 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi yönünden işletilecek faize 5 puan eklenmesi sureti ile tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı araç işleteni …şirketi temsilcisi hükme esas alınan kusur raporunun doğru olmadığını, davacıya sigortalı aracın arkadan gelerek vurduğunu, işleteni oldukları aracın kusurunun olmadığını, olay yerinde keşif yapılarak kusur durumunun belirlenmemesinin hatalı olduğunu, aracın trafik sigortasının mevcut olduğu ve bu nedenle araç işleteni ve sürücüsüne rucu edilemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı araç sürücüsü … diğer davalı araç işleteni şirket tarafından verilen istinaf dilekçesini aynen tekrar ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili olayın meydana gelmesine davacı sigortalı araç sürücüsünün sebebiyet verdiğini, kazada tamamen kuurlu olduğunu, bilirkişi ücretinin yatırılması konusunda müvekkil şirkete tebligat yapılmadan bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazası sonucunda kasko poliçesi kapsamında yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre 03.05.2015 tarihinde … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı araç arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, … plaka sayılı aracın davacı nezdinde kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, … plaka sayılı aracın davalı … Şirketine ait, davalı … yönetiminde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu, trafik kazası nedeniyle davacının, araç sahibine 17.08.2015 tarihinde 28.900 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık hükme esas alınan kusur raporunun yeterli olup olmadığı ile delil avansının yatırılmamış olması nedeniyle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.İlk derece mahkemesince 17/01/2017 tarihli celsenin bir nolu ara kararı gereği hükme esas alınan aynı bilirkişi tarafından düzenlenen kusur ve hasara ilişkin raporun hüküm vermek bakımından yeterli olmadığı gerekçesiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve bilirkişi giderinin rapora itirazda bulunan davalı sigorta şirketinden alınmasına ve celse zaptının ihtarat yerine geçmek üzere sigorta şirketine tebliğine karar verildiği, ne var ki celse zaptı, sigorta şirketine tebliğ edilmeden bilirkişi gideri yatırılmadığından bahisle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 281/2. maddesinde mahkemenin, raporda eksiklik görmesi durumunda resen ek rapor alabileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni bir bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yaptırabileceği hüküm altına alınmıştır.Bu durumda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz görüldüğüne göre bilirkişi incelemesi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, bilirkişi gideri külfeti yüklenen taraf haberdar da edilmeksizin süresi içerisinde bilirkişi gideri yatırılmadığından bahisle hüküm vermek bakımından yeterli olmadığı kabul edilen bilirkişi raporlarına dayalı olarak karar verilmiş olması usule aykırıdır. Yine kusur raporunun davalı sigorta şirketi haricinde kalan davalılara tebliğ edilmemiş olması hukuki dinlenilme hakkının ihlalini teşkil eder.O halde, öncelikle kusura ilişkin 26.02.2016 tarihli bilirkişi raporu davalı sigorta şirketi haricinde kalan davalılara da tebliğ edilip itiraz süresi geçtikten sonra davalı sigorta şirketinin itirazları ve diğer davalıların itirazı olursa bildirecekleri itirazlar doğrultusunda tarafların iddia ve savunmaları ile alınan bilirkişi raporlarındaki değerlendirmeler de gözetilerek kusur bakımından Adli Tıp İhtisas Kurumundan, hasar bakımından da yeni bir bilirkişiden rapor alınmak (raporlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkinin de giderilmesi gerektiğine dikkat edilerek) suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla tüm davalıların istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Davalıların istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE,4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvuran davalılara iadesine,5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 14/01/2020