Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5146 E. 2020/3760 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5146
KARAR NO: 2020/3760
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2019
NUMARASI: 2014/1565 Esas – 2019/794 Karar
DAVANIN KONUSU:Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ticari aracın 09/03/2014 günü yağışlı zeminde direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi nedeniyle devrilmesi suretiyle meydana gelen tek taraflı yaralanmalı trafik kazası sonucunda araç içinde bulunan müvekkillerinin yaralandığını, kazanın oluşumunda müvekkillerinin bir etkisinin bulunmadığını, … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta AŞ tarafından Karayolu Zorunlu Trafik Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) poliçesiyle, davalı … AŞ tarafından ise Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesiyle sigortalandığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta bedelinin davalı … AŞ’den tahsiline, her davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortasına göre belirlenecek cismani zarar tazminatının davalı … AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi 24/12/2014 günü tebliğ olunan … AŞ vekili 04/03/2015 günü sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, davacıların maluliyetinin kontrol süresi geçtikten sonra adli tıp kurumu tarafından hesaplanmasının gerektiğini, sigortacı tarafından tazmin edilecek gerçek zararın, davacının vücut bütünlüğünün kaybı oranı değil, meslekte kazanma gücünün daimi kaybı oranındaki gerçek maddi zarar olduğunu, davacının söz konusu olaydan dolayı SGK’den herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, son yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılandığından, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, temerrüde düşmeyen müvekkili şirketten kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini bildirmiştir. Dava dilekçesi 22/12/2014 günü tebliğ olunan davalı … AŞ vekili 03/02/2015 günü sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 08/10/2013 – 08/10/2014 tarihleri arasında Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesiyle sigortalı olup, daimi sakatlık teminatının 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacıların poliçeden yararlanması için otobüs yolcu listesinde koltuk numarasında kayıtlı otobüs biletinin olması gerektiğini, sigorta poliçesine göre davacılarda meydana gelen uzun kayıtlarının genel şartlarda belirtilen oranlarda tespitinin gerektiğini, davacının oranları ve organ kayıpları belirtilen belirtilen sakatlanmaları dışında kalan hususlarda poliçe teminatı verilmediğini, vücut fonksiyon kaybı ve sürekli sakatlanmalara ilişkin tespit raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurumundan alınması gerektiğini, müvekkili şirkete tüm belgelerle birlikte kaza ve ihbarda bulunulmadığını, temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “… 1-Davalı … A.Ş hakkındaki davanın ve feragat nedeniyle reddine, 2-Davalı … A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) hakkındaki davanın, davacılar …, …, …, … ve … yönünden dava ve harç tamamlama dilekçelerine göre kabulü ile; a-Davacı … yönünden 78.750,00 TL KYTZK Ferdi kaza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) ‘den alınarak davacı …’a verilmesine, b-Davacı … yönünden 14.000,00 TL KYTZK Ferdi kaza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) ‘den alınarak davacı …’e verilmesine, c-Davacı … yönünden 94.500,00 TL KYTZK Ferdi kaza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) ‘den alınarak davacı …’e verilmesine, d-Davacı … yönünden 75.250,00 TL KYTZK Ferdi kaza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) ‘den alınarak davacı …’e verilmesine, e-Davacı … yönünden 28.350,00 TL KYTZK Ferdi kaza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş (Güvence Hesabı’na devredilen) ‘den alınarak davacı …’e verilmesine, f-Diğer davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, …” hükmolunmuş, karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle: … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybını içerir oranların bu poliçenin teminatı dışında olduğunu, sakatlık oranlarının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiğini, poliçe genel şartlarında belirtilen sakatlanmalar dışında kalan arazların poliçe teminatının dışında kaldığını, gerekçeli karara esas alınan raporlarda ferdi kaza sigortasının genel şartlarına dayanıldığını, oysa ferdi kaza sigortasıyla Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçelerinin birbirinden farklı olduğunu, iki farklı genel şartlarının bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesinin genel şartlarına göre sakatlıklarda kıyasen maluliyet oranının teminat dışında olduğunu, poliçe genel şartlarında maluliyetlerin daha az vahim olmalarına rağmen bunların emniyet derecelerine göre ve cetvellerde yazılı olan nispetlere kıyasen tayin olunması diye bir kuralın olmadığını, …, …, …, … tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan davalar nedeniyle karar verilmediğini, müvekkili şirketin bu davacılar ile ilgili olarak herhangi bir sulh durumunun söz konusu olmadığını, hal böyle iken davası kabul edilmeyenler hakkında müvekkili şirket lehine yasal vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Ferdi kaza sigortaları, can sigortası türlerinden olup meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. 25.03.2004 tarihli Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.3.2 maddesinde ” Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.” biçiminde düzenlenmiştir. Maluliyetlerin sayıldığı fıkranın ardında yer alan fıkrada ise “Yukarıdaki tabloda zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin oranı, daha az vahim olsalar bile, bunların önem derecelerine göre ve tabloda yazılı oranlara kıyasen tayin olunur.” denilmiştir. Somut olayda; davalı … Sigorta AŞ, trafik kazasına neden olan aracın karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısıdır. Poliçe klozlarında maluliyet cetvelleri belirtilmiş, zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin oranı, daha az vahim olsalar bile, bunların önem derecelerine göre ve tabloda yazılı oranlara kıyasen tayin olunur denilmiştir. Buna göre; mahkemece, doktor bilirkişiden rapor alınarak, davacının maluliyetinin poliçe şartlarında ve klozlarında düzenlenmiş olan maluliyet cetvelinden hangisi kapsamında kaldığı belirlenmeli, değilse bunların önem derecelerine göre ve cetvelde yazılı oranlara göre kıyasen belirlenmesi gerekmektedir. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde, bir meblağ sigortası olan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun, tespit edilen sakatlık oranı ve Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre ödenmesi gereken meblağın, konusunda uzman bir doktor bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek belirlenmesi gerekirken, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.3.2 maddesi karşısında, uygulanması olanağı bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliğine göre düzenlenmiş doktor raporlarında belirtlen maluliyet oranlarına göre düzenlenmiş aktüer ve doktor bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru kabul edilmemiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekilinin davacılardan …, …, … ve … tarafından açılan davalarla ilgili karar verilmediğine ilişkin istinaf itirazının incelenmesine gelince; davacı vekili dava dilekçesinin “Netice ve Talep” bölümünde özetle; her davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası bedelinin … Sigorta AŞ’den tahsiline hükmolunmasını talep etmiş, İlk Derece Mahkemesi ise davacılar …, …, …, … ve … yönünden davanın kabulüne hükmolunmuş, diğer davacılar …, …, … ve … yönünden ise sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden 10/01/2019 tarihinde sunulan dilekçede; davacılar …, …, …, …, …, … tarafından açılan cismani zararlara ilişkin davaların … Sigorta AŞ yönünden 2.5 yıl önce sulh ve feragat ile tahsil edildiğini ve bittiğini, bu sefer davacılar …, … ve … tarafından açılan cismani zararlara ilişkin davaların … Sigorta yönünden sulh ve feragat ile tahsil edilerek bittiğini, … Sigorta AŞ’ye karşı açılan dava dışında davada başka bir husus kalmadığını beyan ederek, dilekçe ekinde davacılar …, … ve …’ye ödenmesi gereken para miktarlarını içeren sulhen mutabakata varıldığına ve belirtilen paraların ödendiğine ilişkin “İbraname, Feragatname” başlıklı belge sunulmuş, davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından UYAP üzerinden 05/01/2017 tarihinde ise davacılar …, … ve … yönünden maluliyet tazminatları bedelinin tahsil edilmesi nedeniyle davadan feragat edildiğine ilişkin “İbraname, Feragatname ve makbuz” başlıklı belgeler verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde davacılar …, …, … ve … ile davalı … Sigorta AŞ’nin sulh olduklarına ilişkin sulh sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davacılar …, …, … ve … tarafından … Sigorta AŞ’ye karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası bakımından yargılamaya devam olunarak esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı … Sigorta AŞ vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri isabetli olduğundan İlk Derece Mahkemesinin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için ödenen istinaf karar ve ilam harcının, istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından istinaf kanun yolu başvurusu için yatırılan gider avansından artan miktarın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/09/2020