Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5137 E. 2022/1190 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5137
KARAR NO: 2022/1190
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/557 Esas- 2019/1046 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ZMS sigortacısı, dava dışı …’nin maliki olduğu, müvekkili …’nin sevk ve idaresinde bulunan, … plakalı araç ile 18/02/2017 tarihinde kızı …’ye çarpması sonucu …’nın vefat ettiğini, davalı tarafından davacı anne …’ye 05/10/2017 tarihinde 12.415,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik davacı … için 100,00 TL, davacı … için 10,00 TL maddi tazminatın 18/02/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’nin sigortalı aracın sürücüsü olduğundan trafik sigortası teminatından faydalanamayacağını, kusurlu olduğundan kendi kusurundan faydalanamayacağını ve zarar gören üçüncü kişi konumunda sayılamayacağını, davacı … yönünden ise yapılan hesaplama sonrasında 12.415,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının kaza tarihi itibariyle reeskont faizi talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı …’nin kızı … yönünden talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının reddine, davacı …’nin kızı … yönünden talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının arttırılan hali ile kabulü ile; 56.772,91 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 27/09/2017 temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’ye verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, kazanın oluşumunda müvekkili …’nin kusuru bulunmadığını, öz kızı …’nin vefat etmesi sebebiyle aynı zamanda mağdur olan davacı …’ya %100 kusur verilmesinin kabul edilemeyeceğini, kusur raporları arasında çelişki bulunduğunu, davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkı olduğundan davacı …’nun destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğini, başvuru dilekçesi davalıya 14/09/2017 tarihinde tebliğ edildiğinden 8 iş günü sonrası olan 23/09/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ve davalı tacir olduğundan avans faizi işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili, tazminattan her iki davacı yönünden de yetiştirme gideri indirimi yapılmalıyken sırf talebi teminat dışı olan baba yönünden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, babanın tazminat talep etmesi mümkün olmayan bu dosyada salt anne yönünden % 10 oranında indirim yapılması gerektiğini, irat katsayılarının hak sahibinin hesap tarihindeki yaşına göre belirlenmesi gerekirken, hatalı olarak müteveffa …’nin yaşına göre belirlenmesi sebebiyle de raporun hatalı olduğunu, çocuk üzerinde bakım-gözetim yükümlülüğü bulunan davacı annenin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir müterafik kusuru bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından 18/02/2017 tarihinde, davalının ZMS sigortacısı, dava dışı …’nin maliki olduğu, davacı …’nin sevk ve idaresinde bulunan, … plakalı araç ile 2 yaşındaki kızı …’ye çarpması sonucu davacıların murisi …’nın vefat ettiği anlaşılmıştır. 1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Mahkemece alınan 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı sürücü …’nin %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Aynı olaya ilişkin yapılan ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda, sürücü …’nin asli kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde yol kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş, Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/270 E. 2017/501 K. sayılı kararı ile olayda ölen …’nın sanığın kızı olduğu, gelen netice münhasıran sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak şekilde mağdur olmasına yol açtığından sanık …’ye ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar istinaf edilmeden kesinleşmiştir. Ceza yargılamasında ve bu dosyada kusura ilişkin alınan raporların birbirini teyit eder nitelikte ve oluşa uygun olmasına göre davacılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Kaza ve poliçe başlangıç tarihinde (11/05/2016) yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6.b maddesinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri”nin teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda; kazaya karışan aracın sürücüsü olan davacı baba …’nin % 100 kusuru ile sebebiyet verdiği kazada kızı …’nin öldüğü, bu nedenle davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından mahkemece davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Zarara neden olan … plakalı araç kapalı kasa kamyonet olup ruhsatına göre kullanım amacı yük nakli-hususi olarak belirtilmiş olmakla ticari araç olmadığından, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kaza ile ilgili olarak açılan hasar dosyasından 05/10/2017 tarihinde davacı … adına 12.415,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre hükmedilen tazminata kısmi ödeme tarihi olan 05/10/2017 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken mahkemece 27/09/2017 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.Davacılar vekilinin faizin başlangıç tarihinin 23/09/2017 olması gerektiğine yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Ancak davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı bulunmadığından kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.2-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, 18 yaşına kadar yetiştirme gideri indirimi anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5, anne çalışmıyorsa, sadece babadan % 5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Somut olayda, destek … vefat tarihinde 2 yaşında olup gelir elde etmeye başlayacağı 18 yaşına kadar ailesi tarafından bakım ve eğitimi için yetiştirme gideri yapılacağı, dosya kapsamından davacı annenin düzenli bir işi ve gelirinin olmadığı, ev hanımı olduğu, annenin çalıştığına dair davalı tarafça iddia ve delil ileri sürülmediği anlaşılmakla anne için hesaplanan destek tazminatından yetiştirme gideri indirimi yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından irat katsayılarının hak sahibinin hesap tarihindeki yaşına göre belirlenmesi gerekirken müteveffanın yaşına göre belirlendiği ileri sürülmüş ise de mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda irat katsayılarının hak sahibinin yaşına göre belirlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğinc ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 3.878,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 969,54 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.908,61‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,3‬0 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinafa başvuranlar tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/06/2022