Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5116 E. 2020/314 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5116
KARAR NO : 2020/314
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI : 2019/531 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (TTK’nın 1472. Maddesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Dava ve uyuşmazlık, kasko sigortacısının, sigortalısına ödediği tazminatın, zarar sorumlusu ile sigortalısından (ticari paket sigortacısı) rücuen tazmini istemlidir.
Davacı taraf rücu istemiyle davalılar hakkında yürüttüğünü icra takibine vaki itiraz üzerine açtığı itirazın iptali davasında davalılar aleyhine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, İlk Derece Mahkemesince 11.9.2019 tarihli ara kararıyla her iki davalıaleyhine dava değerinin yüzde 15’i oranında teminatla ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu ara kararına karşı davalılar vekillerince Mahkemesine yapılan itirazlar üzerine 10.10.2019 tarihli duruşmalı incelemede davacının teminatı süresinde yatırmadığı ve ihtiyati hacizlerin kendiliğinden kalktığı ifade edilirek itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ancak yeniden ihtiyati haciz talebinin kabulü ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. 18.10.2019 tarihli ara kararıyla, davalı Ataköy AVM vekili tarafından ihtiyati haciz kararındaki miktarın depo edildiği belirtilerek ihtiyati hacizlerin davalı Ataköy AVM yönünden kaldırılmasına karar verilmiş, 21.10.2019 talihli dilekçe ile davacı vekili bu ara kararından dönülmesini istemiştir. Davalılar … A.Ş ve … Sigorta A.Ş vekillerince 10.10.2019 tarihli ara kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar vekilleri istinaf dilekçelerinde davanın esasına ilişkin beyanda bulunarak, mahkemece yeni bir ihtiyati haciz kararı verdiğini, söz konusu kararın ihtiyati haciz kararına karşı itirazın reddine ilişkin olmadığını ve davacı tarafın yeniden talep etmiş olduğu ihtiyati haciz kararının kabulüne ilişkin olduğundan ve İİK 265/1 maddesi gereğince kararı veren mahkemeye itiraz edilmesi gerektiğini, öncelikle bu karara karşı yasal süresinde 14.10.2019 tarihinde itiraz edildiğini, ancak yerel mahkeme tarafından Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiğinden verilen kararın kaldırılması istemli istinaf etme zorunluluğu doğduğunu belirterek, 10.10.2019 tarihli mürafaa duruşmasında verilen ve yasada belirtilen şartları oluşmayan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemişlerdir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar HMK’nin 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir.Buna göre geçici hukuki koruma yolu olan ihtiyati hacze yönelik kararlardan, İİK m.258 gereğince “ihtiyati haciz talebinin reddi kararlarına” ve yine 265/5. maddesi gereğince “ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati haciz hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, ihtiyati haciz bakımından kıyasen uygulanacak olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Bunun gibi teminat karşılığında tedbirin (somut olayda ihtiyati haczin) değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 395. maddesinde de aynı yönde bir düzenleme yapılmıştır. Zira sözü edilen HMK’nin 395. maddesinin üçüncü fıkrasında ve 396. maddenin ikinci fıkrasında itiraz hakkında 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu şekilde 394. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan atıf ile üçüncü kişilerin de itiraz edebileceği, dördüncü fıkraya yapılan atıf ile de itirazın şekli ve incelenmesinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkânını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır.Bu koşullarda davalılar vekillerinin istinaf başvurusuna konu ettikleri 10.10.2019 tarihli; “İİK 261 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığı… ; davalıların ihtiyati hacze itirazları hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı, davacı vekilinin yeniden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, … davalı Ataköy… A.Ş. vekilinin talebinin İİK 266 maddesi uyarınca teminat sunulması halinde değerlendirilmesine” şeklindeki ara kararı HMK’nın 341/1 maddesi kapsamında istinafa tâbi kararlardan olmayıp istinafı mümkün olmayan ara kararı niteliğindedir.
Bu itibarla davalılar vekillerinin istinaf başvuru dilekçelerinin HMK’nın 352/1-ç maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalılar …A.Ş ve … Sigorta A.Ş vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ara kararına karşı istinaf başvurularının, HMK’nın 352/1-ç maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE,
2-İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2019