Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/511 E. 2020/19 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/511
KARAR NO: 2020/19
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2017
NUMARASI: 2014/844 Esas – 2017/878 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dilekçesinde özetle davacıların kardeşi … 09.09.2012 tarihinde davalılardan …’in kullandığı … plakalı otonun arka koltuğunda Şile Çekmeköy istikametine seyir halinde iken davalı …’ın kullandığı … plakalı araca çarpması sonucu hayatını kaybetttiğini, davalı …’in kaza sırasında 3.07 promil alkollü olduğunu, davalı …, … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olup kazada kusurlu olduğunu, … Sigorta A.Ş.nin kazaya neden olan … plakalı aracın trafik sigortacısı oluğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise … plakalı aracın trafik sigortacısı olduğu, davalı … Sigorta A.Ş’nin de … a plakalı aracın sigortacısı olduğu, müteveffa …’ın kaza tarihinde 31 yaşında olup kaza öncesi bir firmada binaların dış cephesi mantoluma iş yapmakta olup aylık 1.300,00 net maaş almakta olduğunu belirterek müvekkilerden küçük … ve …’ın babası, diğer davacı …’ın eşi, diğer davacılardan … ve …’ın müşterek çocuğu, diğer davacılardan …, … ve …’ın kardeşi …’ın vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebnde bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde; … plaka sayılı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduklarını, sorumluluklarının, ancak trafik sigortasının limit aşımında devreye gireceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özetle davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde özetle davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacılar vekilinin kusur oranında talepte bulunduğu gerekçesiyle Davalı … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; Davacı … için 92.788,35 TL, Davacı … için 12.400,60 TL, Davacı … için 1.958,96 TL olmak üzere toplam 107.147,91 TL’nin adı geçen davalılardan tahsiline;- Davalı … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile, Davacı … için 203.511,38 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş.yönünden 183.983,26 TL ile sınırlı olmak üzere) Davacı … için 19.898,73 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 19.780,17 TL ile sınırlı olmak üzere) Davacı … için 2.938,43 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 2.920,93 TL ile sınırlı olmak üzere) adı geçen davalılardan tahsiline; Davalı … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile; Davacı … için 15.000 TL,Davacı … için 17.500 TL, Davacı … için 17.500 TL,Davacı … için 8.000 TL,Davacı … için 8.000 TL, Davacı … için 4.000 TL, Davacı … için 4.000 TL, Davacı … için 4.000 TL olmak üzere toplam 78.000 TL manevi tazminatın adı geçen davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: hükme esas alınan kusur raporunun yetersiz olduğunu, mahkemece benimsenen kusur durumunu kabul etmediklerini, müvekkilin kazayı önlemek bakımından alabileceği tüm önlemi aldığını, kaza anında alkollü olmasının kazaya herhangi bir etkisinin olmadığını, kabul şekli bakımından da %40 kusur oranını üzerinden %20 oranında indirim yapılması yöntemi benimsenmesinin doğru olmadığını, hükme esas alınan 23.11.2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunda tespit edilen müvekkilinin %25 oranına tekabül eden kısım üzerinden %20 indirim yapılması gerektiğini, tazminat miktarının %40 kusur oranı esas alınarak yapılmasının hatalı olduğunu, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda, belirlenen tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatlar bakımından; manevi tazminat miktarları üzerinden de indirim yapılması gerektiğini, kusurluluğa ilişkin raporda muris … %15 oranında kusurlu bulunduğuna göre reddedilen miktarlar yönünden lehe vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece, müteveffanın, kaza esnasında alkollü sürücünün aracında bulunduğu ve emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusuru bulunduğu kabul edilmiş olmasına rağmen %20 gibi hakkaniyetten uzak sembolik bir oranda indirim yapıldığını, her bir müterafik kusuru için ayrı ayrı indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın gelirine ilişkin herhangi bir emsal ücret araştırması yapılmaksızın, salt meslek odasından alınan bilgiye göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, gelirin resmi belgelerle ispat edilememesi nedeniyle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekirken davacı beyanına istinaden hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffa’nın diğer mirasçılarının da destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkı olup olmadığı araştırılmamış ve varsa diğer mirasçıların paylarının ayrılmadığını, müteveffanın anne- babasının destek tazminatı talep etme olasılığı ve hakkı mevcut olduğunu, anne ve baba hayatta ise hak sahibi olduğu düşünülerek ve destek payları ayrılarak destek paylarının yeniden belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının davaya konu olayın özelliklerine göre az takdir edildiğini, müteveffanın müterafik kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, mahkemece, her ne kadar davacıların murisinin binmiş olduğu araç şoförünün alkollü olduğunu bile bile binmiş olması ve müteveffanın araçta emniyet kemeri takmamış olduğu ifade edilmiş olsa bile, dosya kapsamında belirtilen bu hususların mevcut olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmadığını, bu nedenle mahkemece, müterafik kusur üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca da yüksek oranda indirim yapıldığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-İlk derece mahkemesince aşırı alkollü …’ un sevk ve yönetimindeki otomobilinde yolcu olarak bulunan ve olayda ölen …’ izafe edilen %15 oranındaki kusurun kazanın oluşumuna etki etmeyecek olan sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binme ve arka koltukta kemer bağlamama eylemlerine atfedildiği, söz konusu eylemlerin zararın artmasına sebep olacak nitelikteki müterafik kusur olduğu, dolayısıyla kazanın oluşumunda muris …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, ceza yargılamasında alınan kusur raporu da dikkate alındığında davalı …’ın %60 oranında, davalı …’in ise %40 oranında kusurunun bulunduğu kanaatine varılarak hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince benimsenen kusur durumu ceza mahkemesinde kabul edilen ve kesinleşen maddi vakıa ile uyumlu olup kusura ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Davalıların davaya konu kaza ile ilgili yargılandıkları davada verilen Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi 08/03/2016 2015/325 – 2016/36E:K: sayılı kararı YARGITAY 12. Ceza Dairesinin 2016/8995 2016/11612 E.K. Sayılı kararıyla düzeltilerek onanmıştır) 2-Ne var ki, davacının ne iş yaptığı tespit edilmeden yapılan yetersiz ücret araştırmasına dayalı olarak bildirilen soyut ücret miktarı üzerinden asgari ücretin yaklaşık 1,53 katı üzerinde olacak şekilde hesaplama yapılması doğru olmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde müteveffanın binaların dış cephelerine cam giydirme işi yapan bir firmada usta olarak çalıştığını iddia etmektedir. Müteveffanın en son çalıştığı işyerinden ücret bordroları getirilerek tespit edilecek ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekirken varsayıma dayalı olarak hesaplama yapılması hatalıdır. Bununla birlikte destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken müteveffanın anne babasına da payı ayrılmaması usule aykırıdır. Bu yöne ilişkin davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazı yerindedir. 3-Öte yandan, davacı vekili bila tarihli ıslah dilekçesinde davalı … bakımından %25 kusur oranına isabet eden kısım bakımından talepte bulunmuştur. Her ne kadar davalının %40 oranı üzerinden kusurlu kabul edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakta ise de taleple bağlılık ilkesi gereğince %25 kusur oranı üzerinden karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. 4-O halde, dava dilekçesinde bahsi geçen müteveffanın en son çalıştığı işyerinden son 6 aya ait ücret bordroları getirdikten sonra bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirinin net biçimde belirlenmesi, bordrolarda yazılan miktarın gerçeği yansıtmadığı iddia edilmesi durumunda davacının yaşı ve SGK hizmet döküm cetvelinde görünen kıdemi bildirilerek TUİK internet sitesi ile işci ve işveren kuruluşlarından ücret araştırması yapıldıktan ve dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları doğrultusunda değerlendirme yapıldıktan sonra belirlenecek ücret üzerinden müteveffanın anne ve babasına da pay ayrılmak suretiyle kusur ve sair kesinleşen hususlar aynen alınarak hesaplama yaptırılması ve (yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere taleple bağlılık ilkesi ve kararı istinaf etmeyen davalılar yönünden kesinleşen hüküm fıkralarının yeniden verilecek kararda tekrar edilmesi gerektiği gözetilmek suretiyle) sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla hükmün bölünemez nitelikte oluşu nedeniyle ve infazda karışıklığa sebebiyet verilmemesi amacıyla, hükmün istinaf eden/etmeyen ayrımı yapılmaksızın bütünüyle kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 2-Davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun, gerekçeli kararın iki ve üç nolu bendinde açıklanan sebeplere hasren KABULÜNE, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf karar harcının kararı istinaf eden taraflara İADESİNE 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Davacılar vekilinin manevi tazminat ve müterafik kusura ilişkin istinaf itirazları ile davalıların vekillerinin kusur haricinde kalan sair istinaf itirazlarının, ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmış olması nedeniyle şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA, 7-Kararı istinaf etmeyen davalılar … Sigorta A.Ş ve … bakımından kesinleşen hüküm fıkralarının yeniden verilecek kararda tekrar edilmesi gerektiğinin GÖZETİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.