Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5097 E. 2022/966 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5097
KARAR NO: 2022/966
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2018/824 (E) 2019/1238 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plaka sayılı araca ilişkin olarak davalı nezdinde 04.08.2015 tarihinde genişletilmiş kasko sigorta poliçesi düzenlendiğini, sigorta prim bedelinin aynı gün müvekkili tarafından ödendiğini ve yine aynı gün saat 12:00 sıralarında … Mahallesi … Cd. üzerine park ederek aracın yanından ayrıldığını, yaklaşık 1 saat sonra döndüğünde aracını yerinde bulamadığını ve karakola başvurduğunu, araca ait kontak ve yedek anahtarların müvekkilinde, ruhsat ve müvekkilinin oğlunun nüfus cüzdanının ise araçta kaldığını, sigorta teminatı kapsamında zararının giderilmesi için davalı şirkete başvurulmasına rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hırsızlık olayının gerçekleşmesinden sonra davalı şirket uhdesinde kasko poliçesi düzenlendiğini, bu durumda davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir tazminat ödeme borcunun bulunmadığını, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında 50.425 TL asıl alacak ve 14,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 50.439,59 TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, bilirkişilerin dava konusu aracın çalınmış olduğu kanaatine varamadıklarını, buna rağmen mahkemenin, raporun aksine davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, dava konusu poliçenin 04.08.2015 günü saat 10.08’de tanzim edildiğini, iddia edilen çalınma olayının 04.08.2015 günü saat 12.00’de gerçekleşmediğini, belirtilen gün ve saatin, aracın (sözde) çalındığının değil, davacı tarafından çalındığının öğrenildiği tarih ve saat olduğunu, dosyaya ibraz ettikleri belgelerde davacının iki ayrı yazılı beyanda bulunarak aracı, bir gün önce 03.08.2015 günü gündüz saat 12.00’de (sözde) çalınan yere bıraktığını ifade ettiğini, dolayısıyla aracın, (sözde) çalınan yere bırakıldığı 03.08.2015 günü gündüz saat 12.00’den, dava konusu poliçenin tanzim edildiği 04.08.2015 günü saat 10.08’ye kadar olan sürede çalınmasının mümkün olduğunu, dolayısıyla davacının iddiasını kesin ve somut deliller ile ispatlamadığını, cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmalarına rağmen mahkemece yemin hakkının hatırlatılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, davalı şirkete kaskolu aracın çalındığı iddiası ile kasko bedelinin ödenmesi talepli başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır. Diğer taraftan TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekil de değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. Somut olayda, davacıya ait … plakalı … marka kamyonun davalı sigorta şirketi nezdinde 04/08/2015–04/08/2016 başlangıç-bitiş tarihli … tüm oto sigorta poliçesi ile sigortalandığı, poliçede başlangıç saatinin 10:08 olarak belirtildiği, davacının Gültepe Polis Merkezinde 04/08/2015 tarihinde verdiği ifadede aracını 04/08/2015 günü saat 12:00 sıralarında … mahallesi … caddesi üzerine park halinde bıraktığını, aynı gün saat 13:00 sıralarında aracı bıraktığı yere geldiğinde bulamadığını, tanık yada kamera görüntüsü olmadığını beyan etmiştir.Davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan davacının sigorta şirketine verdiği 11/09/2015 tarihli yazılı beyanda, aracı ikametine yakın olan … No:… önüne 03/08/2015 günü gündüz saat 12.00 sıralarında bıraktığını, 04/08/2015 günü saat 12 sıralarında oğlunu aradığında aracın yerinde olmadığını söylediğini belirtmiştir. Davacı, sigorta kapsamında olduğunu iddia ettiği hırsızlık rizikosunun gerçekleştiğini ispatla mükelleftir. Dosya kapsamında hırsızlık olayına ilişkin yalnızca kolluk tahkikat evrakları bulunmakta, soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir. Cumhuriyet Savcılığı soruşturma numarası davacıdan sorulup, soruşturma dosyasının akıbeti araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Her ne kadar davalı vekili hırsızlık olayının doğru olup olmadığı, doğru ise hırsızlık vuku bulduğunda aracın müvekkili şirkette sigortalı olup olmayacağına dair davacıya yemin teklif edeceğini ancak mahkemece yemin hakkının hatırlatılmadığını ileri sürmüş ise de HMK’nın 225. maddesine göre, yemin, tarafın kendisinden kaynaklanan vakıalar hakkında verilebilir. Davalı vekilinin belirttiği hususa ilişkin yemin deliline başvurulamayacağından bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre … Sigorta AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalı … Sigorta AŞ’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2022