Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5050 E. 2022/599 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5050
KARAR NO: 2022/599
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2016/77 Esas – 2019/912 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile, 1-Geçici iş göremezlik yönünden 8.781,68-TL’nin, kalıcı daimi iş göremezlik yönünden 19.700,17-TL olmak üzere toplam 28.481,85-TL’nin dava tarihi 23/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları uyarınca, davacının maluliyetinin, “Özürlülük Ölçüsü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerekirken, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre alınmasının hatalı olduğunu, 6111 sayılı Kanun gereğince geçici iş göremezlik zararından müvekkili Sigorta Şirketi’nin sorumlu olmadığını, 19/02/2019 tarihli bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmeksizin, kusur yönünden eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne verilen %75 oranındaki kusuru kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, Karayolları Genel Müdürülüğünün, dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının da ayrıca belirlenmesi gerektiğini, olay anında kazaya karışan motosikletin sürücüsü olan davacının kask ve koruyucu tertibat kullanıp kullanmadığının araştırılması ve müterafik kusurun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, aktüer siciline kayıtlı olmayan bilirkişilerce düzenlenen raporun esasa alınmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 02/01/2016 tarihinde, davalı Sigorta Şirketi nezdinde 08/12/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosikletin kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı, işbu davada davacı tarafça geçici – kalıcı güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarından alınacak maluliyet raporlarının, kaza tarihi, 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 – 01/06/2015 tarihleri arasında ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 – 20/02/2019 tarihleri arasında ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, hükme esas alınan 28/09/2018 tarihli ATK raporunda, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği doğrultusunda bir değerlendirme yapılarak maluliyet oranı belirlenmiştir. Oysa ki, dosyada bulunan … numaralı ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi 08/12/2015, kaza tarihi ise 02/01/2016 tarihi olup; buna göre maluliyet raporunun, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları uyarınca Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi zorunludur. O halde, Mahkemece, davacının maluliyet raporunun, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre aldırılması, gerek duyulması halinde aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması sonrasında tarafların delillerinin değerlendirilerek yeniden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazları kabule şayan görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2022