Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/505 E. 2019/677 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/505
KARAR NO: 2019/677
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI: 2017/4984 Esas- 2017/4984 Karar (İtiraz Hakem Heyetinin 14/09/2017- 2017/İHK-3521)
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda özetle; 11/03/2012 tarihinde, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın hakimiyetini kaybederek orta refüje çarptıktan sonra takla atarak, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilindeki yaralanmanın, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinin raporuna göre %30 oranında çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oluşturduğunu, güç kaybı tazminatının ödenmesi için davalı Sigorta Şirketi’ne başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal ve temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçe ile sigortalı bulunduğunu, davacı tarafın eksik belgeler ile müvekkiline başvurduğunu, bu nedenle sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru şartı gerçekleşmediğinden başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet oranının “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınması, tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, olayda hatır taşıması ve müterafik kusuru bulunduğunu, .başvuru tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, tazminata hükmedilmesi halinde 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesin gerektiğini iddia ederek, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulüne, 209.922,00 TL sürekli iş göremezlik, 25 TL geçici iş göremezlik ve 25 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 209.972,00 TL maddi tazminatın 16/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hesaplamaya ve karara dayanak alınan maluliyet raporunun çelişkili ve hatalı olduğunu, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyet raporunun alınması, davacının, alkollü sürücünün alkollü olduğunu bilerek aracına bindiğini, bu nedenle olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava konusu kazada hatır taşıması bulunduğunu, Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin taleple bağlılık ilkesini ihlal ederek talepten daha yüksek rakama hükmettiğini, davacının tüm talebinin maluliyetten doğan tazminat olduğunu, yani davacının tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminat talebinin bulunmadığını bu nedenle bu giderler için 50 TL’nin tazminata eklenmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54/3. maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan sürekli güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 11/03/2012 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı ve davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olarak gerçekleştirdiği kaza nedeniyle davacının yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle davacının maddi tazminat talebinde bulunduğu ve başvurusunun kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut Uyuşmazlıkta, başvurunun kabulüne dair karara dayanak alınan Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 16/01/2017 tarihli raporu kaza tarihinde yürürlüktü bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlendiğinden, davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf, iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekili her ne kadar olayda hatır taşıması olduğunu iddia etmiş ise de, taşımanın kimin yararına olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmaması doğrudur. Başka bir deyişle, davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması yönündeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü … ile davacının ceza soruşturması dosyasındaki ifadelerine göre, davacının, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği sabittir. Bu nedenle TBK’nın 52.maddesi gereğince tazminattan Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Davacı vekili 21/06/2017 tarihli ıslah dilekçesinde, başvuru dilekçelerinde harca esas değer olarak belirtmiş oldukları 1.000,00 TL maddi tazminatı, aktüerya raporu ile tespit edilen 209.922,00 TL sürekli sakatlık maddi tazminatı olarak ıslah ettiklerini açıkça belirtmesine rağmen, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, talep olmadığı halde, bu miktara 25 TL tedavi gideri ve 25 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 50 TL daha eklenerek başvurunun kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Başka bir deyişle, HMK’nın 26.madddesi gereğince talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerindedir. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler çerçevesinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti Kararının (209.922,00 TL güç kaybı tazminatı miktarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması sonucu 167.938,00 TL tazminata hükmedilmesi şeklinde) düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile, 167.938,00 TL sürekli güç kaybı tazminatının 16/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 2-Davacı vekili lehine hesaplanan 16.026,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Reddedilen miktar, TBK’nın 52. maddesinin uygulamasından kaynaklandığından davalı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 3-Davalı tarafça yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcı ile 43,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/12/2019