Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5021 E. 2022/689 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5021
KARAR NO: 2022/689
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2019
NUMARASI: 2017/356 (E) 2019/638 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkil sigorta şirketi tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınan aracın. davalıların işleten ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı araç ile karışmış olduğu trafik kazası sonucu sigortalı araçta meydana gelen zararın sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğunu belirterek ödenen 18.223,00 TL sigorta tazminat bedelinin davalıların kusuru oranına denk gelen 4.821,79 TL’lik kısımının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … Şirketi davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, dosyaya kazandırılan 08/03/2018 ve 16/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporları doğrultusunda kazanın gerçekleşmesinde kırmızı ışık ihlali yapan davacıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, kaza tespit tutanağında karşı araç sürücüsüne de kusur izafe edildiğini, kazanın oluş şekli ve hasar miktarına bakıldığında karşı araç sürücüsünün hızının olması gerekenden çok yüksek olduğunu, dolayısıyla bu yönden kusurlu kabul edilmesi gerekirken hiçbir kusurunun bulunmadığına ilişkin kabul şeklinin doğru olmadığını, kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, karşı araç sürücüsüne yeşil ışık yanmasının kavşaklarda hızını azaltmadan geçebilme hakkı vermediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınan araçta trafik kazası nedeniyle meydana gelen hasarın, TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklı halefiyet hakkına dayalı olarak kusurlu olduğu iddia edilen davalı araç işleteni ve trafik sigortacısından rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık davalıların trafik sigortacısı ve işleteni oldukları … plaka sayılı aracın sürücüsü olan dava dışı …’nin gerçekleşen kazada kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 08/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkinin, önceki bilirkişi raporundaki görüş doğrultusunda 16/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile giderildiği, buna göre davacı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmek suretiyle sebebiyet verdiği trafik kazasında tam kusurlu olduğu kanaatinde bulunulduğu, kazanın salt kırmızı ışık kuralının ihlali nedeniyle gerçekleşmesinden mütevellit dava dışı araç sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması veyahut yasal hız sınırı üzerinde seyretmiş olmasının, hasarın çoğalması haricinde kazanın gerçekleşmesine etki eden bir yanının bulunmadığı, kaldı ki Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporlarına göre davalı araç sürücüsüne izafe edilebilecek herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.821,79 TL ) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 12/04/2022