Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/5009 E. 2022/598 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/5009
KARAR NO: 2022/598
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2016/464 Esas – 2019/1057 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan sürekli güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamına göre; 02/10/2013 tarihinde meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı tek taraflı trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı otomobil sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, davacının söz konusu araçta yolcu olduğu ve kazanın oluş şekli dikkate alındığında kazanın ve zararın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, alınan adli tıp kurulu raporunda; davacının, geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanmasından dolayı sürekli iş göremezlik oranının %5,1 olduğunun saptandığı; alınan bilirkişi raporunda kaza tarihi itibari ile yerleşik içtihatlara uygun olarak yapılan hesaplamada davacının sürekli iş göremezlik zararının 70.263,52 TL olarak hesaplandığı, bu miktarın da davalı … yönünden poliçe limiti kapsamında bulunduğu; sürücü/işletenin kusuru ile oluşan zararın sorumluluğunu üstlenen davalı trafik sigortacısından davacının bu zararını tazminini TBK.54. KTK. 85 ve 91 maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının A.1 maddeleri hükmü kapsamında talep edebileceği, söz konusu kazada davalı tarafın devlet memuru statüsünde araçta yolcu olarak bulunması sebebiyle hatır taşımasından da söz edilemeyeceği, bu nedenlerle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğu kabul edilerek davanın kabulü ile 70.263,52 TL sürekli iş göremezlik zararının dava ve talep artırım dilekçelerindeki talep gibi 15/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kaza, trafik – iş kazası olduğundan Yerel Mahkemenin görevli olmadığını, Mahkeme kararına dayanak yapılan kusur bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman bilirkişilerce konunun değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında olması gerektiğini ve dosya kapsamında geçerli bir kusur raporunun mevcut olmadığını, bu nedenle, öncelikle en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti vasıtasıyla rapor alınması gerektiğini, SGK’ya müzekkere yazılarak rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması ve ödeme yapılmışsa tazminattan indirilmesi gerektiğini, dava konusu olayda, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının irdelenmediğini, emniyet kemerinin takılmaması halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 02/10/2013 tarihinde, dava dışı Milli Eğitim Müdürlüğüne ait ve davalı …’nin ZMS sigortacısı olduğu aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; işbu davada, davacı tarafça sürekli güç kaybı tazminatı talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 15/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, yolcu konumunda olan davacının kusurunun bulunmadığı, davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 70.263,52 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin kusur incelemesine yönelik istinaf iddia ve itirazları kabule şayan görülmemiştir. Ayrıca, SGK’nın 14/04/2017 tarihli yazısında kaza nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtildiğine, olayın trafik kazası olması nedeniyle Yerel Mahkeme görevli olduğuna, kaza anında davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğuna, davacının yaralanmasının niteliği (ayak bileği kırığı) dikkate alındığında emniyet kemeri takıp takmamasının bir önemi bulunmadığına göre; davacının bu yönlere ilişkin istinaf iddia ve itirazlarında da isabet bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.799.70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.200,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 3.599,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/03/2022