Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/50 E. 2019/60 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/50
KARAR NO : 2019/60
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2016/769 2017/462
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/09/2009 tarihinde, müvekkilinin eşi … işleteni ve sürücüsü olduğu, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı traktörün şarampole yuvarlanması sonucu müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, davacının bu vefat nedeniyle destekten yoksun kaldığını, destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu ancak ödemenin yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, başvurunun davalıya tebliğ edildiği tarihin 8.iş günü sonrasından itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, olayda destek şahsının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle tazminat talebinin teminat dışı bırakıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu, avans faizi talep edilemeyeceğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “davacı tarafın davasının kabulü ile, 138.216,44.TL’nin 11/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteveffanın çocuklarının tazminat hesaplamasına dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, davacı eşin yeniden evlenme ihtimalinin yanlış hesaplandığını, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, Güvence Hesabı aleyhine avans faize hükmedilemeyeceğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi kapsamında ve TBK’nın 53/3 maddesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, 07/09/2009 tarihinde, davacının eşi … işleteni ve sürücüsü olduğu ZMSS poliçesi bulunmayan traktörün tek taraflı kaza sonucunda vefat ettiği, bu olay nedeniyle davacının destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. 20/01/2017 tarihli aktüer raporuna göre davacının destekten yoksun kalma tazminatının 138.216,44 TL olduğu hesaplanmıştır. Aktüerya raporunun incelemesinde, raporun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca veraset ilamına göre müteveffa … çocukları olan 1980 doğumlu … (…), 1982 doğumlu … (…) ve 1984 doğumlu … için, yaşları dikkate alınarak, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında dikkate alınmamasında da herhangi bir hata bulunmamaktadır. Buna göre davalı vekilinin faizin türüne yönelik istinaf itirazı dışındaki diğer iddia ve itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin faizin türüne yönelik istinaf iddia ve itirazına gelince; somut olayda davacı desteğinin işleteni ve sürücüsü olduğu aracın ticari niteliği olmayan traktör olduğu gözetilmeden yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Başka bir deyişle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Bu bağlamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının faizin türü yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-)Davacının davasının KABULÜ ile, 138.216,44 TL’nin, 11/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 2-)Alınması gereken 9.441,57.-TL harcın peşin alınan 2.223,78.-TL harçtan mahsubu ile 7.217,79 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 13.807,32 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 4-)Davacı tarafından yapılan toplam 2.918,98.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5-)Davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı ve davalıya iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 82 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 167,70 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmaküzere, oy birliği ile karar verildi.04/10/2019