Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4958 E. 2022/871 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4958
KARAR NO: 2022/871
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI: 2016/1383 (E) 2018/1101 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko sigortalı … plakalı araç ile davalılardan … Ltd. Şti’nin işleteni ve … Sigorta AŞ’nin trafik sigortacısı olduğu … plakalı silindir iş makinesinin 18/06/2016 tarihinde karıştığı maddi hasarlı trafik kazası sonucu müvekkiline sigortalı aracın hasar gördüğünü ve pert işlemi uygulandığını, sigortalı aracın güncel değerinin 120.000,00 TL olup 78.800,00 TL sovtaj alıcısı tarafından, 41.200 TL de müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini belirterek tarafların kusur oranları ve rücu edilecek bedel bilirkişi incelemesi sonucunda belli olacağından, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen rücuen tahsilini talep etmiş, davacı vekili 13/08/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini davalılar … Ltd. Şti ve … Sigorta AŞ yönünden 30.900,00 TL’ye arttırmıştır. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın iş sahası alanında gerçekleştiğini ve talep edilen hasar bedelinin teminat kapsamı dışında bulunduğunu, trafik kazası tespit tutanağında da kazanın açıkça yol çalışması yapılan alanda yani iş sahasında meydana geldiğinin belirtildiğini, aksi düşünülse dahi davacıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, avans faizi talep edilmeyeceğini ve müvekkilinin temerrüdünün sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekilleri cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince; davanın davalı … Tic. AŞ yönünden reddine, davalılar … Ltd. Şti. ve … Sigorta AŞ yönünden kabulüne, rücu istemine konu 30.900,00 TL’nin davalı … Müh. Ltd. Şti. yönünden 22/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalı … Sigorta AŞ yönünden 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılar … Ltd. Şti. ve davalı … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili, kazanın kara taşıt yolu dışında yani karayolu sayılmayan bir yerde gerçekleştiğinden oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kaldığını ve müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kaza tespit tutanağında da açıkça kazanın yol çalışması yapılan alanda yani iş sahasında meydana geldiğinin belirtildiğini, davacıya sigortalı araç sürücüsünün asfaltlama çalışmasının yürütüldüğü ve pek çok uyarı ve işaret levhası bulunan özellikli bir yol alanı içerisinde makul bir şekilde gerekli özeni göstermeyerek kazanın meydana gelmesine kendi tam kusuruyla sebebiyet verdiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, ıslahla talep edilen alacak kısmının zamanaşımına uğradığını ancak mahkemenin zamanaşımı itirazlarını dikkate almadığını, mahkemece ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, arttırılan kısım için de ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken buna uyulmamış olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın zarar sorumlusu olan davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, kaza tarihi itibariyle davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’ye trafik sigortalı, davalı … Ltd. Şti’nin işleteni olduğu … plakalı iş makinesinin 18/06/2016 tarihinde karıştığı kaza sonucunda davacıya sigortalı aracın hasarlandığı ve pert total işlemi gördüğü, davacı sigorta şirketi tarafından, dosyada mübrez 22/08/2016 tarihli dekonta göre 40.901 TL ve 22/09/2016 tarihli dekonta göre 299 TL olmak üzere toplam 41.200 TL sigortalısına ödediği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporuna göre, kazanın karayolunda meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki iddiasının varit bulunmadığı, Ankara-Afyon yolunda taşıtların seyrettiği şeritler üzerinde yol çalışması bulunmadığı, ancak yolun iki tarafında asfalt kaplaması yapıldığı, dava dışı operatör …’in yönetimindeki … plakalı silindir iş makinesi ile karayolunun sağındaki ve solundaki yol yapım alanlarına geçerken karayoluna kontrolsüzce girerek … plakalı otomobilin refüje çarparak kaza yapmasına neden olduğu için kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 oranında kusurlu olduğu, dava dışı …’ün yönetimindeki … plakalı otomobili ile seyrederken hız düşüm levhalarına uymadığı ve yola kontrolsüzce giren silindir iş makinesini gördüğünde duramayarak refüje çarptığı için tali ve %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.Kazanın karayolunda gerçekleşmiş olmasına göre meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu yönündeki ilk derece mahkemesinin kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalı … Sigorta AŞ vekilinin rapora yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Sigorta rücu davalarında zamanaşımı, halefiyet ilkesi açısından sigorta ettirenin açacağı davanın tâbi olduğu zamanaşımı süresine göre belirlenmelidir. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri içinde geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Davacının yalnızca ödediği araç hasar tazminatını talep etmesi nedeniyle davaya konu zarar 2918 sayılı KTK’nin 109’uncu maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımına tabi olup zamanaşımı süresi sigortalıya halef olan sigorta şirketi açısından da kaza tarihinden itibaren başlar. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu maddi hasarlı trafik kazası 18/06/2016 tarihinde tarihinde meydana gelmiş, eldeki belirsiz alacak davası 23/12/2016 tarihinde açılmış, talep artırım dilekçesi ise 13/08/2018 tarihinde verilmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı, davanın açılmasıyla kesildiğinden artırılan miktara karşı yapılan zamanaşımı itirazının dikkate alınması mümkün değildir. Davalı … Sigorta AŞ vekilinin zamanaşımına yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç iş makinesi olup dosyada bulunan tescil belgesinin incelenmesinde, dava dışı … AŞ adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda ticari faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.110,78 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 528,00 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.582,78 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı … Sigorta AŞ’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/05/2022