Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4904 E. 2022/314 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4904
KARAR NO: 2022/314
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2018/1077 (E) – 2019/824 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve hasar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda ileri sürülen iddialar hiçbir şekilde araştırılmadan, somut kanıtlar ortaya konmadan davanın reddine karar verildiğini, sigorta şirketinin “…” adı altında sunduğu tıpkıçekim ekran görüntüsünün hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşik kararları uyarınca rizikonun ihbar edilenden farklı biçimde gerçekleştiğini kanıt yükünü sigortacıda bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Davacı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin incelenmesinde; davalı … AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı … ile … plakalı araç sürücüsü davacı … arasında 11/11/2016 tarihli “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” düzenlendiği, “TRAMER Poliçe Uygulaması” içeriğinde yer alan bilgilere göre davacının kasko poliçesi kapsamında dava dışı … Sigorta AŞ’ye 22/11/2016 günü ihbarda bulunduğu, adı geçen sigorta şirketi tarafından tazminat talebinin reddedildiği, davalı tarafından sunulan hasar dosyası kapsamında bulunan ekspertiz raporunda, … plakalı araçta oluşan hasarın oluş şeklinin ileri sürülen neden ile uyumsuz olduğunun belirtildiği; davalı … AŞ tarafından 17/4/2019 tarihinde dilekçe ekinde sunulan dava dışı …’nın imzasını taşıyan dilekçede ise adı geçen kişinin 11/11/2016 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı … marka aracın hava yastıklarının açılıp açılmadığını görmediğini beyan ettiği, aynı dilekçe ekinde sunulan fotoğraflarda ise otomobilin ön hava yastıklarının açılmış durumda bulunduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise aracın hava yastıklarının açılma saatinin 10:25, anlaşmalı kaza tutanağında ise olay saatinin 23:50 olarak belirtildiği, bu nedenle kazanın oluşu ile hasar uyumsuz olduğundan talebin reddedildiği, geçmiş dönemde karıştığı birçok kaza bulunan … plakalı otomobilin yetkili servis tarafından yapılan aracın bilgisayar işlem doküman listesinde sürücü hava yastığının 11/11/2016 günü saat 10:25’te, sağ taraftaki hava yastığının ise saat 10:26’da açıldığının belirlendiğini, tarafların aralarında düzenledikleri anlaşma tutanağında ise olay saatinin 23:50 olarak belirtildiğini, diğer … plakalı araçta oluşan hasarın yok denecek kadar az olduğunu, geçmiş dönemde aracın karıştığı maddi hasarlı birçok kazasının bulunduğunu, bu kazaların hepsinin onarımının da davacının sahibi olduğu … tarafından yapıldığı gerekçesiyle araçtaki hasarın uyumlu olmadığı bildirilmiştir. Davalı … AŞ ile dava dışı … arasında 22/12/2015 başlangıç, 22/12/2016 bitiş tarihli ZMSS poliçesinin akdedildiği ve olayın meydana geldiği günde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1409’uncu maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2’nci fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın (…), A.6’ncı maddesinde sayılan teminat dışında kalan haller ile B.4’üncü maddesinde sayılan zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı kapsamında olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı,…’nin, A.6’ncı ve B.4’üncü maddeleri ve TTK’nin 1446/2’nci maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirir. Bu durumda oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi meydana gelmediği, böylece TTK’nin 1446’ncı maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca kanıt yükünün yer değiştirdiğinin anlaşılması karşısında, davaya konu … plakalı otomobilde oluşan hasarın ZMSS poliçesi teminatı kapsamında bulunduğu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 44,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek, bakiye ‭36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı …’ın istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama gideri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 361’nci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2022