Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4864 E. 2022/323 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4864
KARAR NO: 2022/323
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2019
NUMARASI: 2018/155 (E) – 2019/1032 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, 18/3/2013 günü meydana gelen trafik kazasında hasar gören müvekkiline kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin onarımını kusurlu yaparak aracın değer kaybına uğramasına neden olduğunu ileri sürerek 37.842,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın onarımının davacı sigorta şirketinin talimatına uygun biçimde yapıldığını, orijinal parça tercih etmemenin sorumluluğunun müvekkilin verildiğini, böylece davanın müvekkilinin orijinal parça kullanılmamasından kaynaklanan kusura dayalı sorumluluğunun bulunmadığı hususunun kanıtlandığını; otomotiv servis istasyonu kapsamında hizmet veren müvekkili firmaya dava konusu aracın onarımının orijinal parçayla yapılması gerektiği konusunda uyarıda bulunmayan davacının, 37.000,00 TL teklif ile müvekkili şirket ile anlaştığını, Kasko Genel Şartlarının 3.3.2.1 maddesi uyarınca hasarın tazmininde orijinal parça veya eş değer parça seçeneklerinden hangisinin kullanılacağının belirtilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin aracın onarımı için aldığı ürünlerin tümünün faturalandırıldığını, davacı ile dava dışı … arasında imzalanan sigorta sözleşmesi gereğince davacının orijinal parça kullanma yükümlülüğü bulunmakla birlikte sözleşmenin tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’nci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigortacısı davacının, aracın onarımında yan sanayi ve çıkma parçalar kullanılması suretiyle ayıplı onarım yapılarak değer kaybına neden olunduğu gerekçesiyle sigortalısına ödediği tazminatın, onarımı yapan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.18/3/2013 günü meydana gelen trafik kazasında hasar gören davacıya kasko poliçesiyle sigortalı dava dışı…’e ait … plakalı otomobilin, davacı tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine onarımının yaptırıldığı; dava dışı … tarafından kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ile ayıplı onarım nedeniyle oluşan değer kaybının tazmini için açılan davada İstanbul 4’üncü Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/11/2016 gün ve 2015/302 (E) – 2016/858 (K) sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, kusurlu onarım nedeniyle oluşan 22.276,74 TL tutarındaki değer kaybı tazminatının … Sigorta Şirketinden tahsiline, sözleşmenin tarafı olmayan davalı … İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, anılan kararla hükmolunan tazminatın davacı … Sigorta Şirketi tarafından icra dosyasına 28/12/2016 günü ödenmek suretiyle yerine getirildiği anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı … arasında kasko poliçesinin akdedildiği tarihte ve halen yürürlükte olan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının, Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi Başlıklı B.3.3.2’nci maddesi uyarınca hasar tazmininin ne şekilde yapılacağı poliçede açıkça belirtilir. Onarım yapılacak olması halinde onarımın şirketçe belirlenecek servislerde veya sigortalı tarafından belirlenecek servislerden hangisinde yapılacağı hususu açıkça yer alır. Ayrıca hasarın tazmininde orijinal parça veya eş değer parça gibi seçeneklerinden hangisinin kullanılacağı belirtilir. Bu yönde bir belirleme olmazsa sigortalının tercih ettiği tazmin yöntemi, servis ve parça esas alınır. Davalı … Limited Şirketinin, trafik kazası nedeniyle hasar gören ve 26/4/2013 günü kasko ekspertiz raporu düzenlenen kasko sigortalı dava dışı …’e ait …plakalı aracın 37.000,00 TL karşılığında onarmayı taahhüt ettiği, ardından İstanbul Anadolu 4’üncü Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/302 (E) – 2016/858 (K) sayılı hükmüne esas alınan Bilirkişiler Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda, kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın trafik kazasından kaynaklanan onarımının yan sanayi ve çıkma parçalar kullanılarak yapıldığı, kusurlu onarıma bağlı değer kaybının ise 22.276,74 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda ise … plakalı araçta oluşan değer kaybının kusurlu yapılan onarım sonucu oluştuğu bildirilmiştir. Bu itibarla … plakalı araçta oluşan değer kaybının, davalı şirket tarafından yükümlülüğüne ve mevzuata aykırı biçimde, çıkma parçalar da kullanılarak yapılan ayıplı onarımla nedensellik bağı içerisinde oluştuğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu konulara yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince İstanbul Anadolu 4’üncü Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/302 (E) – 2016/858 (K) sayılı hükmü ile … Sigorta Şirketinden alınarak araç sahibi …’e verilmesine hükmolunan 22.776,74 TL’nin rücuen tahsiline karar verilmesi gerekirken, anılan ilamın yerine getirilmesi için ödenen 37.842,00 TL’nin rücuen tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacı … Sigorta Şirketi tarafından, davalıya karşı açılan rücuen tazminat davasının kısmen kabulüne, 22.276,74 TL maddi tazminatın 26/12/2016 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.521,72 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 646,25 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 875,47 TL’nin davalıdan tahsil edilerek, hazineye gelir kaydına,3-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 4-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalıya verilmesine, 5-Hükmolunan karar ve ilam harcından mahsup edilen peşin yatırılan 646,25 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti, 149,40 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 749,40 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret (%58,87 kabul, % 41,13 ret) oranına göre hesaplanan 441,17 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca kendiliğinden ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 47,90 TL, istinaf başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 169,20 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine, 3-Davacı tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2022