Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4856 E. 2022/464 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4856
KARAR NO: 2022/464
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/235 Esas – 2019/846 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davacının aracının karıştığı kaza sonucu değer kaybı zararı doğduğundan bahisle icra takibi yaptığı, itiraz üzerine işbu davanın açıldığı, daha sonra da eldeki dava açılış tarihinde dava konusu, tarafları ve icra takip dosyası aynı olan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/247 Esas sayılı dava açılıp işbu dosya ile birleştirildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davalı sigorta şirketi sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve değer kaybının 9.003,00-TL olarak tespit edildiği, poliçe gereği zarardan kusur oranında davalının sorumlu olduğu, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.000,00 TL değer kaybı tazminatı üzerinden aynen devamına, takip konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, ekspertiz ücretinin yargılama giderinde gösterilmesi gerektiği, davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, birleşen dosya sehven açıldığından işbu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davadan önce davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine başvurulmadığını, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 31/10/2017 tarihinde, davacının maliki olduğu … plakalı araç ile davalı Sigorta Şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulanan … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, davacıya ait aracın hasarlandığı; davacı tarafça araç değer kaybı tazminatının tahsili amacıyla işbu davanın açılmasından önce 16/02/2018 tarihinde davalı aleyhine icra takibinin yapıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine, işbu itirazın iptali davasının yasal süresi içerisinde açıldığı ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya içeriği, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacının eldeki dava dilekçesinin aynının, aynı gün birkaç dakika aralıkla yanlışlıkla UYAP sisteminden tevzi edildiği, aynı dava dilekçesiyle birden fazla olacak şekilde birden fazla dava açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığı gibi davacı vekilince sehven yapılan tevzi sonrası dilekçenin tebliği işlemlerinin yapılmamasının ve esasının kapatılmasının istenildiği, dosyanın esasının kapatılması bakımından mahkemece birleştirme kararı verildiği sabit olduğuna göre birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı, diğer istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı sonucuna ve bu itibarla aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 614,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 153,70 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 461,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/03/2022