Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/485 E. 2020/494 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/485
KARAR NO: 2020/494
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2017
NUMARASI: 2015/239 Esas- 2017/1057 Karar
DAVANIN KONUSU: Değer Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …ş Sigorta A.Ş.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in maliki olduğu … plakalı aracın %100 kusurlu olarak, 07/10/2014 tarihinde müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkiline ait aracın diğer kaybettiğini, İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/128 D.iş sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkiline ait araçta, kaza nedeniyle 10.000,00 TL değer kaybının meydana geldiğinin tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının tazminat talebinin ZMSS Genel Şartları gereğince teminat dışı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı cevap hakkını kullanmamıştır. İlk Derece Mahkemesince: “Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 5.500,00 TL değer kaybının davalı …’ten 31/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; davalı … Sigorta yönünden 27/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile kalan kısımlar yönünden taleplerin reddine ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/218 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının 10.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak aynı bilirkişi tarafından hükme dayanak yapılan raporda ise 5.500,00 TL olarak tespit edildiğini, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, kazadan sonra müvekkili tarafından aracın 46.000,00 TL’ye satıldığını, bilirkişi raporunda aracın kaza öncesindeki değerinin ortalama 55.500,00 TL olarak tespit edildiğini, bu rapora göre dahi araçtaki değer kaybının 9.500,00 TL olduğunun aşikar olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 05/06/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, kaza nedeniyle davacıya ait araçtaki değer kaybının 5.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Ancak aynı bilirkişi tarafından İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/128 D.İş Sayılı dosyasına ibraz edilen 20/11/2014 tarihli raporda ise aracın değer kaybının 10.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.O halde, Mahkemece, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi açısından, değer kaybı tazminatı konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması ve tarafların delillerinin değerlendirilmesi sonucu nihai kararın verilmesi gerekmektedir.Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/03/2020