Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4843 E. 2020/548 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4843
KARAR NO : 2020/548
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2019/3958 Esas – 2019/1953 Karar
DAVANIN KONUSU:Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru dilekçesinde özetle; sürücü tespit edilemeyen siyah renkli bir otomobilin 24/05/2015 tarihinde yaya geçidinden geçmekte olan müvekkili … Kebap’a çarpmak suretiyle yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek belirsiz alacak niteliğinde şimdilik 5.000,00 sürekli sakatlık tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere 5.100,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili dilekçesiyle talep ettiği talep ettiği tazminat miktarını 48.947,89 TL’ye yükseltmiştir.Davalı cevap dilekçesinde usul ve kanuna aykırı başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti başvurunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, ıslah ile birlikte 48.947,89 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17’inci maddesine göre tespit edilen 5.734,26 TL vekâlet ücretinin Güvence Hesabından tahsiline karar vermiştir.Davalı vekilinin itiraz başvurusu üzerine İtiraz Hakem Heyeti Güvence Hesabı vekilinin diğer itirazlarının reddine, vekâlet ücretine ilişkin itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının, 2.725,00 TL vekâlet ücretinin Güvence Hesabından tahsil edilerek başvuru sahibine ödenmesi biçiminde düzeltilerek, kararın düzeltilmiş haliyle infazına karar verdiği anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmolunan vekâlet ücretinin yasaya aykırı olduğu belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ise özetle; Uyuşmazlık Hakem Heyetinin başvurunun kısmen kabulüne karar verdiğini, bu karara yönelik itiraz başvurusunun reddine karar verilerek 49.047,89 TL tazminata hükmedildiğini, vekâlet ücretinin 1/5’ine hükmolunması gerektiğini ileri sürerek İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.HMK’nin 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatına ilişkindir.Davalı vekilinin; İtiraz Hakem Heyetinin, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin bedensel zarar tazminatının para miktarına ilişkin itirazın reddine dair kararı ile vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde:HMK’nin 342/2’nci maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde; Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı, kararın başvurana tebliğ edildiği tarih, kararın özeti, başvuru sebepleri ve gerekçesi, talep sonucu, başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzasının bulunması zorunludur. Aynı maddenin 3’üncü fıkrası uyarınca, istinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355’inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır. Aynı Kanunun 352/1’inci maddesine göre bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması, kararın kesin olması, başvurunun süresi içinde yapılmaması, başvuru şartlarının yerine getirilmemesi, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi durumlarından birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir.Davalı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinin incelenmesinde ise İtiraz Hakem Heyetinin, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin bedensel zarar tazminatının para miktarına ilişkin kararına yönelik itirazın reddine dair kararına karşı HMK’nin 342/2-e maddesinde öngörülen biçimde hangi sebep ve gerekçelerle istinaf başvurusunda bulunduğuna dair nedenlere yer vermediği anlaşılmıştır. Bu itibarla HMK’nin 355/1’inci maddesi uyarınca yapılan kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı yapılan incelemede ise; Dairemizce kendiliğinden gözetilecek kamu düzenine ilişkin hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin yasal koşulları taşımayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.İtiraz Hakem Heyetince davacı yararına hükmolunan vekâlet ücretinin, AAÜT’nin 13 ve 17’nci maddelerine dayanılarak, ilkin kabulüne karar verilen para miktarı esas alınarak belirlenen tutarın 1/5’in hesaplanmasının ardından maktu vekâlet ücretine yükseltilmesi suretiyle belirlendiğinin anlaşılması karşısında, davalı vekilinin vekâlet ücretinin 1/5’ine hükmolunması gerektiğinine ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin vekâlet ücretine yönelik istinaf yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesine gelince:1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun, “Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması” başlıklı 168’inci maddesine göre avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır. 169’uncu maddesine göre de yargı mercilerince karşı tarafa yükletilebilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz. Anılan Kanunu’nun 168’inci maddesi uyarınca düzenlenerek 02/01/2019 gün ve 30643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve İtiraz Hakem Heyeti’nin karar verdiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekâlet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.”5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine 29.06.2012 gün ve 28338 sayılı Resmî Gazetede yayımlarak yürürlüğe giren 6327 sayılı Kanun’un 58’inci maddesiyle eklenen 17’inci fıkrasında, ” Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir” biçiminde getirilen düzenlemeye uygun olarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde; “Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Açıklanan bu maddelerde “talebi reddedilenler” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonunun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin talebidir. Tahkim Komisyonuna talepte bulunan sigortalının talebine cevap veren ve karşı gerekçelerini ileten sigortacının bu anlamda “talebi kabul edilen” veya “talebi reddedilen” olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret” başlıklı 17’nci maddesine göre, tam nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.Anayasa’nın 124’üncü maddesine göre, “Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.” Bu yetki çerçevesinde çıkarılacak yönetmelik, dayandığı kanuna aykırı olmamalıdır. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13’üncü maddesiyle getirilen “tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de avukatlık asgari ücret tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücreti için beşte biridir.” biçimindeki düzenleme, açıkça Avukatlık Kanunu’nun 168 ve 169’uncu maddeleri ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17’inci maddesine aykırıdır. Normlar hiyerarşisi karşısında, Kanuna aykırı olan bu yönetmeliğin uygulanması mümkün değildir. Bu durumda, kanuna aykırı bir yönetmeliğin iptal edilip edilmemesinin önemi de yoktur.Ayrıca, Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan 19/01/2016 tarihli “Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin” 6. maddesiyle, Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesine eklenen “tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki düzenleme, Sigortacılıkta Tahkim sisteminin amacıyla ve 6327 sayılı Kanun ile getirilen “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asagari Ücret Tarifesi’nde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki maddenin gerekçesiyle bağdaşmamaktadır. Çünkü, 6327 sayılı Kanunla Sigortacılık Kanunu’nda yapılan değişikliklerin genel gerekçelerinden birisi “Sigortacılıkta tahkim sisteminin işlerliliğinin artırılabilmesi amacıyla yeni düzenlemelere gidildiği” şeklinde belirtilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17’nci maddesinin gerekçesi de “Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için yargılama gideri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak gerekli düzenleme yapılmıştır.” şeklinde açıklanmıştır. Kaldı ki, beşte bir oranındaki vekâlet ücretinin uyuşmazlığın her iki tarafı için öngörüldüğünün amaçlanmış olması halinde “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler” şeklindeki ifade yerine davacı ve davalı ayrımı yapılmayacak ve tereddüt oluşturmayacak biçimde “taraflar” sözcüğünün neden tercih edilmediği de izaha muhtaçtır.Dolayısıyla, kanun koyucunun buradaki açık ve asıl amacı, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuruların tek taraflı olduğu gerçeğinden hareketle, daima davacı tarafta yer alan sigortalılar ve sigortadan faydalananları korumaktır. Başka bir deyişle, “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler” ifadesi, aleyhine başvuru yapılan davalı konumundaki sigortacıyı içermemektedir.Kanun koyucu burada, tıpkı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da tüketicinin, tüketici hakem heyetlerine başvurusunu özendirmek, başvurusunun kabulü üzerine iptal istemiyle açılan davalarda aleyhine karar verilmesi halinde karşılaşacağı vekâlet ücreti yükünü azaltmak amacıyla 70’inci maddesinin (6) numaralı bendi ile yapılan: “Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilir.” şeklindeki düzenlemede olduğu gibi, sigortalılar ve sigortadan faydalananları korumak ve Sigortacılıkta Tahkim Sistemine başvuruyu özendirmek amacıyla, sigortalılar ve sigortadan faydalananlar lehine bir tercihte bulunmuştur.Somut uyuşmazlıkta ise; uyuşmazlık hakem heyeti kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.734,26 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiş, davalının itiraz başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı biçimde 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Bütün bu nedenlerle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine tam nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı biçimde vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf iddia ve itirazı yerindedir. Bu itibarla; davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince vekâlet ücreti yönünden düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davalı Güvence Hesabı vekilinin, yukarıda esas ve karar numaraları yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nin 353/1-b/2 maddesi gereğince, vekâlet ücretinin düzeltilmesi amacıyla yukarıda tarih ve numarası yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,Buna göre; 1-Davacının talebinin kısmen KABULÜNE, 48.947,89 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 20/04/207 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Güvence Hesabından tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacının 100,00 TL geçici iş göremezlik talebinin REDDİNE,2-Davacı tarafından ödenen 250,00 TL başvuru ücreti, 484,21 TL ıslah ücreti, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.234,21 TL yargılama giderinden, kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.231,69 TL yargılama giderinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,3-Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen para miktarına göre hesaplanan 5.734,26 TL vekâlet ücretinin davalı Güvence Hesabından tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine, AAÜT’nin 17’nci maddesi uyarınca talebin reddedilen kısmına göre belirlenen 20,00 TL vekâlet ücretinin davalı Güvence Hesabından tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine, 4-Davalı tarafından ödenen 737,72 TL itiraz başvuru ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin “(A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,B-İSTİNAF TALEBİ BAKIMINDAN :1-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin “(A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2-Peşin alınan karar harçlarının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edenlere iadesine,3-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 20,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 141,30 TL’den ibaret yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davalı tarafından karşılanan yargılama giderinin, davalı üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5- İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12/03/2020