Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4797 E. 2020/148 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4797
KARAR NO: 2020/148
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2019
NUMARASI: 2019/6769 Esas – 2019/153 Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 19/08/2019- 2019/İHK-10193)
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 22/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın 22/10/2016 tarihinde sebep olduğu trafik kazası nedeniyle yaralanan müvekkili …’nin Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapora göre %18 oranında malul kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 15/04/2019 tarihli dilekçesiyle talep ettiği maddi tazminat miktarını 81.027,29 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 16/02/2016 – 16/02/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) ile sigortalı olduğunu, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılmasını, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMSS genel şartları çerçevesinde yapılmasını, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebinin esasının özürlülük ölçütü olması gerektiği, hesaplamada TRH- 2010 mortalite tablosunun esas alınmasını, müterafik kusurun gözetilmesini, faizin hatalı talep edildiğini, davacıların ceza yargılaması sırasından şikayetlerinden vazgeçmeleri yada uzlaşma bildirimlerinin şikayetçi tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, başvuranın yargılama gideri ve vekalet ücretine itirazlarının bulunduğunu belirterek başvurunun talep edilen tazminatın başvurana ödenmesi nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti 19/04/2019 tarihli kararla 64.832,38 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 25/10/2018 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalı vekili 03/05/2019 tarihinde sunduğu dilekçeyle, hükme esas alınan maluliyet raporuna itirazlarının bulunduğunu, tazminat sorumluluğunu kabul etmemekle beraber başvuranın müterafik kusurunun sabit olmasına rağmen tazminat miktarı üzerinden müterafik kusur indirimi yapılmadığını, hatalı vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek Uyuşmazlık Hakem Heyetinin anılan kararına yönelik itiraz başvurusunda bulunmuştur. İtiraz Hakem Heyeti 19/08/2019 gün ve 2019/6000 – 2019/İHK-10193 sayılı kararıyla olayın meydana geldiği 22/10/2016 tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler ” başlıklı ek 6’ncı maddesinde belirtilen belgeler ile sigorta kuruluşuna başvurulmasının zorunlu olduğunu, kişi muayene edilmeksizin, 29/01/2018 tarihindeki muayene bulgularına dayanılarak hazırlanan, kaşe ve mühür taşımayan 19/03/2018 tarihli kurul raporunun ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin 9’uncu maddesine uygun hazırlanmadığı, böylece davacının ZMSS genel şartlarında belirlenen yönetmelik yükümlerine göre alınmış sağlık kurulu raporuyla başvuru yapmadığı, bu nedenle başvurunun dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle talebin usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, 23/09/2019 tarihinde sunduğu dilekçesiyle, başvurularına dayanak yapılan raporun Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlendiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti’nin anılan kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Dava ve uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zararın giderilmesi istemine ilişkindir. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporlar, 11.10.2008 tarihinden önce meydana gelen olaylar bakımından Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında meydana gelen olaylar bakımından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 günü ile 31/05/2015 tarihleri arasında meydana gelen olaylar bakımından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen olaylar bakımından ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru dilekçesi ekinde davacının yaralanmasına ilişkin olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından aralarında Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesinin de bulunduğu üç kişilik öğretim üyesinden oluşturulan ve Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş 19/03/2018 gün ve 965 sayılı raporu sunduğu, aktüer bilirkişinin ise raporunda dosya kapsamında aldırılan bilirkişi mütalaasına göre sürekli iş göremezlik oranının %17 olduğunu belirterek tazminat miktarını hesapladığı anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı vekili tarafından sunulan ve iştirak edilmeyen raporun gönderildiği medikal eksperin, maluliyet oranını %8 olabileceğini belirttiğinden buna göre tazminat ödemesi yapıldığını bildirmiştir. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’un 5’inci maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesin de zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açılabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahiplerinin ZMMS sigortacısına karşı doğrudan dava açmayıp yazılı başvuruda bulunması dava şartı olarak öngörülmüştür. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nin 115/2’nci maddesi gereğince mahkeme dava şartı eksikliğini tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi olanaklı ise, bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği giderilmemişse, davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verir. Somut uyuşmazlıkta başvuru tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6704 sayılı Kanun’un 5’inci maddesiyle değişik 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesi uyarınca davacı vekili tarafından, soruşturma ve tedavi belgeleri ile Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapor eklenmek suretiyle uğranılan bedensel zararın giderilmesi için davalı … şirketine PTT tarafından 10/04/2018 günü teslim edilen belgelerle başvuruda bulunulduğu, davacı vekilinin de müvekkilinin trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararının giderilmesi talebiyle 26/11/2018 günü Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, davacının talebinin kabulüne ilişkin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının, davalı vekilinin itiraz başvurusu üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından kaldırarak, 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen özel dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce davalı … şirketine Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş rapor ile başvuruda bulunulduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Sigorta kuruluşuna başvuruda bulunulmasına ilişkin 6704 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde hangi belgelerin ekleneceğine dair bir düzenlenmeye yer verilmediği gibi davacının da sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduğunun anlaşılması karşısında, hak aramanın özünü kısıtlayabilecek nitelik taşıyan sunulan raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı ilişkin gerekçeyle başvurunun reddine karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir. Kaldı ki cevap dilekçesinde anılan raporda yer alan %18 maluliyet oranına iştirak edilmediğinden medikal eksperce belirlenen %8 maluliyet oranına göre tazminat ödemesi yapıldığını beyan eden davalı … şirketi vekili, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararına yönelik itiraz başvuru dilekçesinde bu kez sunulan raporun resmiyetinin tartışmalı olduğunu, belgenin resmi kayıtlardaki sayısı ile hastane mührünün bulunmadığını ileri sürmüş ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yer vermediği bir itiraz sebebini bu kez Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı ileri sürmesine de yasal olanak bulunmamaktadır. Aralarında Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesinin de bulunduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından düzenlenen raporun, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği de gözetilerek, davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı ileri sürdüğü itiraz gerekçeleri ve sebepleriyle sınırlı inceleme yapılarak sonuca göre karar verilmelidir. Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin “(A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/01/2020