Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4796 E. 2022/847 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4796
KARAR NO: 2022/847
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2018/1199 Esas – 2019/344 Karar
DAVANIN KONUSU:Bakiye Güç Kaybı Tazminatı(Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46 (6098 sayılı TBK’nın 54). maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakiye güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Davacı, davalı … şirketinin sigortalısı dava dışı … Şti’ye ait … plakalı aracın 10/01/2008 tarihinde kendisine çarpması nedeniyle yaralanarak malul kaldığından bahisle tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın aynı kaza nedeniyle İstanbul Anadolu 2. İş mahkemesinin 2010/371 e sayılı dosyası ile iş kazası nedeniyle işveren davalı … Şti. Aleyhine vekil marifetiyle maddi ve manevi tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.Davacı taraf iş bu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat davasını ise 24/10/2018 tarihinde açmıştır. KTK. 109. Maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı müddetinin 10 yıl olduğu, davacının 10/01/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı … plakalı aracın ZMMS poliçesini ve sigorta şirketini öğrendiği, 10 yıllık zamanaşımı süresinde sigorta şirketi aleyhine davasını açmadığı anlaşıldığından davasının zamanaşımı nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin, zamanaşımı yönünden yapmış olduğu tespitin hatalı olduğunu, 818 sayılı BK’nın 60 ve 6098 sayılı TBK’nın 72. maddesine göre davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, TBK’nın 154. maddesine göre de kısmi ödemenin zamanaşımını kestiğini, müvekkilinin 2009 yılında davalı … Şirketi’ne yaptığı başvuru üzerine müvekkiline kısmi ödemede bulunulduğunu, 10 yıllık süre içerisinde 2018 yılında işbu davanın açıldığını, zamanaşımının dolmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 10/06/2008 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın geri geri gelirken davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, bu yaralanma nedeniyle 28/01/2010 tarihinde davacıya 4.893,00 TL tazminat ödendiği; 24/10/2018 tarihinde açılan işbu davada davacı tarafça, kendisine ödenen tazminatın yetersiz görülerek ek bakiye güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 109. maddesinde; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın ” Müruru zamanın kat’ı – Katı sebepleri ” başlıklı 133. Maddesinde; ” Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur: 1-Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde, 2-Alacaklı dava veya defi zımnında Mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icra takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; trafik kazası 10/06/2008 tarihinde gerçekleşmiş, kısmi ödeme 28/10/2010 tarihinde yapılmış, işbu dava ise 24/10/2018 tarihinde açılmıştır. Buna göre, zamanaşımını kesen kısmi ödemenin yapıldığı 28/10/2010 tarihinden, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık dava ceza zamanaşımı süresi dolduktan sonra işbu dava açılmıştır. Olayda gelişen bir durum da söz konusu değildir. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince, zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verilmiş olması sonuç itibariyle doğru ise de; gerekçesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe yönünden düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı her ne kadar istinaf başvuru harcı yatırmış ise de; davalının tavzih dilekçesi üzerine Mahkemece 08/10/2019 tarihli tavzih kararıyla, kararın hüküm fıkrasında harç ve yargılama giderleri yönünden talep doğrultusunda düzeltme yapıldığından, davalının istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının davasının zaman aşımı nedeni ile usulden reddine, 2-Başlangıçta peşin harç yatırılmadığından 44,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 9,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararı dikkate alınarak AAÜT uyarınca 2.847,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalıya iadesine,
C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 59,30 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava değeri (23.728,87 TL) dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26/04/2022