Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4723 E. 2019/609 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4723
KARAR NO: 2019/609
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2019/8020 Esas – 2019/243 Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 03/10/2019- 2019/İHK-13096)
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda özetle; 15/09/2017 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin en az %19 oranında sürekli malul kalacak şekilde yaralandığını, sürekli maluliyet tazminatının ödenmesi için davalı tarafa 31/12/2018 tarihinde başvurulduğunu, ancak bir netice alınamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 50.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulüne, 178,843,00 TL’nin 14.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile başvuru sahibine verilmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun usulden reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ibraz edilen maluliyet raporunun kaza tarihindeki Yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, raporun yeterli görülmemesi halinde İtiraz Hakem Heyetince, taraflarına, ara kararı ile süre verilerek bu eksikliğin giderilmesinin mümkün olduğunu, buna rağmen İtiraz Hakem Heyetince rapor yeterli görülmeyerek ve taraflarına bir süre vermeden dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54/3.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan sürekli güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 15/09/2017 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın yaya olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, bu yaralanma nedeniyle ilkin davalı Sigorta Şirketi’ne tazminat ödemesi için başvurulduğu, tazminatın ödenmemesi üzerine işbu başvurunun yapıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, başka bir deyişle Uyuşmazlık Hakem Heyeti ile İtiraz Hakem heyeti arasındaki temel uyuşmazlık; Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmadan önce KTK’nın 97.maddesi kapsamında davalı Sigorta Şirketine yaptığı başvurunun ve ibraz edilen maluliyet raporunun geçerli kabul edilip edilmeyeceğidir. Somut uyuşmazlıkta başvuru tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça, sözkonusu trafik kazası nedeniyle dava tarihinden önce davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapıldığı, davalı Sigorta Şirketi tarafından davacıdan yeniden maluliyet raporu talep edildiği, davacı tarafça bu talebin hakkın sürüncemede bırakılması olarak kabul edilerek işbu başvurunun yapıldığı, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verildiği, davalı tarafın itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davacı tarafça, Sigorta Şirketi’ne ve Sigorta Tahkim Komisyonun ibraz edilen maluliyet raporunun tek taraflı alınması nedeniyle başvurunun geçersiz olduğu kabul edilerek, başvurunun KTK’nın 97.maddesi gereğince özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak İtiraz Hakem Heyetinin vardığı sonuç, dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olmamıştır. Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı Sigorta Şirketi, başvuruya olumlu yanıt vermemiş ve talebi karşılamamıştır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 17/12/2018 tarihli raporuna göre davacının kaza nedeniyle özürlülük oranını %19 olduğu, iyileşme süresinin 120 güne kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Maluliyet raporunun, tek taraflı alınması raporun geçerliliğine herhangi bir halel getirmez. Ayrıca davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapılırken maluliyet raporunun ibraz edilmesi zorunlu olduğundan, davacı tarafın tek taraflı başvurusu üzerine maluliyet raporunun düzenlenmesi işin doğası gereğidir. Dolayısıyla İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Başka bir deyişle, davacı vekilinin istinaf iddia ve itirazları yerindedir. Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yargılamada eksiklik bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1/b-2 Maddesi gereğince İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile
Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının talebinin kabulüne, 178,843,00 TL güç kaybı tazminatının 14/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, 2-Başvuru sahibi tarafından yapılan 2.787,00 TL başvuru ücreti ve 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 100,00 TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere 3.278,00 TL tutarındaki yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3- Davacı vekille temsil edildiğinden kabul edilen tutar üzerinden 2019 yılı AAÜT gereğince hesaplanan 16.680,58 TL tutarındaki vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 42,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.05/12/2019