Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4717 E. 2022/765 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4717
KARAR NO: 2022/765
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2017/721 (E) 2018/1022 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2008 tarihinde, müvekkilinin eşi …’nın yönetimindeki, kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmayan tescilsiz motosiklet ile dava dışı sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin desteği …’nın vefat ettiğini, kazanın desteğin kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 19/09/2018 tarihli dilekçesi ile destekten yoksun kalma talebini 95.159,09-TL’ye arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat talepleri teminat dışı olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, dava konusu trafik kazasının 26.04.2016 tarihinden önce meydana geldiğini, eski hükümler çerçevesinde ve Yargıtay’ın yerleşik kararları gereği kusurun tamamı müteveffada olsa bile desteklerine tazminat ödenmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 11/10/2008 tarihinde, davacının desteği (eşi) …’nın yönetimindeki, zorunlu trafik poliçesi bulunmayan tescilsiz motosiklet ile dava dışı sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının desteği …’nın vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde sigortasız motosiklet sürücüsü …’nın %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır.Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.Destekten yoksun kalma tazminatına konu davacının zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez. Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2020 gün ve 2020/17-111 E, 2020/422 K sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması hâlinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, Sigortacılık Kanunu’na ve Yönetmeliğe göre, zorunlu trafik sigortası limitleri dahilinde sorumluluğu üstlenen davalı Güvence Hesabının, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı Güvence Hesabının sorumlu olacağına karar vermek gerekir. Mahkemece; davacının davalı … karşısında üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunabileceği kabul edilerek davacının destekten yoksun kalma zararının bulunup bulunmadığı usulünce tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/04/2022