Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4708 E. 2022/488 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4708
KARAR NO: 2022/488
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2018/786 (E) 2019/764 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile müvekkiline ait … plakalı aracın, 05.07.2017 tarihinde karıştığı kaza sonucunda müvekkiline ait aracın hasar gördüğünü, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunu reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hasar bedelinin 5,000,00 TL’lik, değer kaybının 500,00 TL’lik kısmının muaccel olduğu tarihten bu yana yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 03/05/2019 tarihli dilekçesi ile hasar bedeline yönelik talebini 17.200,00 TL’ye, değer kaybına yönelik talebini 2.000,00 TL’ye arttırmış ve muaccel olduğu tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, maddi hasarda araç başına 33.000,00 TL ile sorumlu olduğunu, davacının başvurusu üzerine müvekkili şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, yapılan incelemelerde ve kamera kayıtlarında, davacı aracının kasıtlı olarak çarptığının görüldüğünü, söz konusu araç hasarı ile davaya konu kaza arasında illiyet bağı olmadığının tespit edildiğini ve tazminat hesabı ile ödemesinin yapılamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile 17.200,00 TL hasar, 2.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davacının aracının uğradığı hasar ile davaya konu kaza arasında illiyet bağının bulunmadığını, kamera kayıtlarından da görüleceği üzere kazanın kasıtlı gerçekleştirildiğini, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’na sevki ile illiyet bağının olup olmadığının şayet illiyet bağı var ise kusur oranlarının tespitinin istenmesine, talep edilen zararın oluşmadığını, bilirkişi raporunda kazanın meydana gelişi, kusur oranı, kasıt ve illiyet bağı olup olmadığı hususlarının irdelenmediğini, bilirkişi tarafından teknik değerlendirmeler yapılmaksızın kaza öncesinde geçirdiği diğer trafik kazaları nedeniyle meydana gelen hasarlar değerlendirilmeksizin afaki bir miktarın hesaplandığını, kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur oranlarında ihtilaf bulunduğundan sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları uyarınca değer kaybı oluşmayacağını, ek bilirkişi incelemesi yapılarak aracın uğradığı gerçek hasar bedelinin ve değer kaybına uğrayıp uğramadığının yeniden incelenmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 05/07/2017 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile davacıya ait, dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucu gerçekleşen kaza neticesinde davacının aracında hasar oluştuğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı vekili her ne kadar kamera kayıtlarında kazanın kasıtlı gerçekleştirildiğinin görüldüğünü savunmuş ise de dosyada bu yönde herhangi bir delil bulunmadığı, Mahkemece hükme esas alınan 29/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda … plakalı aracın sürücüsü …’nun kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosikletin sürücüsü …’nun kusurunun olmadığı, … plakalı motosikletin hasar onarım bedelinin 17.200,00 TL, değer kaybının 2.000 TL olduğunun tespit edildiği, raporun davalı vekiline 04/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı vekilinin rapora itiraz etmediği anlaşılmakla, HMK’nın 281. maddesi uyarınca hasar bedeli ve değer kaybı hesaplama yöntemi bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlenemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.311,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 327,89 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 983,66 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/03/2022