Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4699 E. 2022/386 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4699
KARAR NO: 2022/386
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2017/650 Esas – 2019/624 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıların maddi tazminat davasının reddine, Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Davacı … için 20.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılar … Ticaret Limited Şirketi ve …’den müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müteveffa (destek) …’a kusur atfedilmesinin kabul edilemeyeceğini, müteveffanın kusurunun bulunmadığını, bu nedenle, tazminat hesaplamasında kusur oranında indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu; müteveffanın metal döküm ustası olduğunu ve aylık 2.000,00 TL net ücretle çalıştığını, bu hususun iş veren tarafından da SGK’ya bildirilen işten ayrılış bildirgesinde, müteveffanın meslek adı ve kodunun ” Dökümcü (Metal)” şeklinde bildirildiğini, yani kaza anında müteveffanın vasıflı işçi pozisyonunda olduğunu, dosyada tanık olarak dinlenen …’nın beyanında; 2016 yılında iş yerinden ayrılırken 2.300,00 TL maaş aldıklarını, bunun 1.350,00 TL’sinin banka vasıtasıyla, geri kalının ise elden kendilerine verildiğini belirttiğini, Yerel Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmadan karar verildiğini, tazminatların bu nedenle eksik hesaplandığını, dava öncesinde davalı Sigorta Şirketi’ne 22/07/2016 tarihinde başvurulması nedeniyle 30/07/2016 tarihinde temerrütün oluştuğunu, bu nedenle faizin başlangıç tarihinin temerrüt tarihinden itibaren avans faiz olması gerektiğini, müteveffanın eşi ve 4 çocuğu için toplamda 80.000,00 TL tazminata hükmedildiğini, bu miktarın çok az olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 10/01/2015 tarihinde, davacıların yakını – desteği (davacı …’ın eşi ve diğer davacıların babaları) …’ın sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin maliki – işleteni ve davalı …’ün sürücüsü olduğu … plakalı ticari aracın çarpışması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacıların yakını – desteği …’ın vefat ettiği; işbu davada davacılar tarafından, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında bakiye destekten yoksun kalma tazminatı ve davacı … için 150.000,00 TL, diğer davacıların her biri için 100.000,00’er TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
A-Maddi tazminat davası hakkındaki hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 28/01/2019 tarihli raporunda; kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücü …’ın %70, davalı sürücü …’ün %30 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağındaki olgulara uygun, ceza dosyasında alınan ATK raporuyla örtüştüğü, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacılar vekilinin kusura yönelik istinaf iddia ve itirazları kabule şayan görülmemiştir. Davacılar vekilinin, müteveffanın, tazminat hesaplamasına alınan aylık gelirine yönelik istinaf iddia ve itirazına gelince; Mahkemece, 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak, davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; tazminat hesaplamasının, müteveffanın, asgari ücret aldığı varsayımına dayanılarak, net asgari ücret üzerinden hesaplamanın yapıldığı anlaşılmıştır. Ancak, davacılar vekili dava dilekçesinde; müteveffa …’ın kaza öncesinde metal döküm ustalığı yaptığını ve aylık net 2.000,00 TL ücret aldığını belirtmiştir. Dosyada bulunan, iş veren tarafından SGK’ya verilen 19/01/2015 tarihli ayrılış bildirgesinde müteveffa …’ın meslek adı ve kodunun “Dökümcü (Metal)” olarak yazıldığı tespit edilmiştir. Yerel Mahkemenin 28/06/2018 tarihli 3. celsesinde tanık olarak dinlenen … beyanında; ” … benim işyerimden arkadaşımdı, Hadımköyde … Şirketinde birlikte çalışıyorduk, şirkette usta kalıpçı olarak çalışmaktaydı, vefat ettiğinde halen bu şirkette ikimizde çalışmaktaydık, 2016 yılından bende işyerinden ayrıldım, aylık 2.300,00 TL maaş alıyorduk, 1.350,00 TL banka vasıtasıyla ödeniyordu, geri kalan kısmı elden veriliyordu,…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna göre, Mahkemece müteveffa …’ın kaza öncesindeki gerçek gelirinin araştırılarak belirlenmesi gerekirken, asgari ücret aldığı kabul edilerek tazminat hesaplaması yapılan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması doğru olmadığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. O halde, davacıların bakiye destekten yoksun kalma zararlarının bulunup bulunmadığının tespiti açısından, müteveffa …’ın kaza öncesindeki gerçek gelirinin, çalıştığı iş yerinden, ilgili meslek kuruluşlarından araştırılarak net bir şekilde belirlenmesi, davacılar tarafına bu yönde varsa delillerini bildirmesi için süre verilmesi; müteveffanın gerçek geliri belirlendikten sonra aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması sonucunda nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir.
B-Manevi tazminat davası hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Kazanın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacılar verilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülerek, takdiren davacı … için 50.000,00 TL, diğer davacılar için ise 30.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, manevi tazminat davasına ilişkin kısmının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 50.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 170.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılar … Ticaret Limited Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazla istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre, hükmedilen manevi tazminat üzerinden alınması gereken 11.612,7‬0 TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 1.881,95 TL harcın mahsubu ile 9.730,75‬ TL harcın davalılar … Ticaret Limited Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacılar tarafından manevi tazminat nedeniyle peşin olarak yatırılan 1.881,95 TL harcın … Ticaret Limited Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince, kabul edilen manevi tazminat miktarları dikkate alınarak; davacı … için 7.300,00 TL TL, … için 5.100,00 TL, … için 5.100,00, … için 5.100,00, … için 5.100,00 vekalet ücretlerinin davalılar … Ticaret Limited Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, 5-Manevi tazminat davası için yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, maddi tazminat davasına ilişkin kısmının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Maddi tazminat davasının yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, maddi tazminat davası yönünden, HMK’nın 353/1-a, manevi tazminat davası yönünden ise her bir davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/03/2022