Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/468 E. 2020/584 K. 18.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/468
KARAR NO: 2020/584
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2015/776 Esas-2017/671 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 18/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/05/2015 tarihinde, müvekkillerinin murisi …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile dava dışı … sevk idaresindeki … plaka aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin murisi …’ın bu kazada vefat ettiğini, müvekkillerinin …’ın vefat etmesinden dolayı desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL’nin 01/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi raporundan sonra davacı vekili ıslah talebinde bulunarak davasını 82.390,85 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılara dava açılmadan önce ödeme yapıldığını, bu nedenle dava açma hakları olmadığını, tarafların kusur durumunun uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, davacıların murisin gelir durumunu ispatlamak zorunda olduğunu, davacıların SGK’dan rücuya tabi herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, davanın kabulü ile davacı baba … için 39,993,40 TL, davacı anne … için 42.397,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 01/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigortadan tahsili ile davacılara belirtilen miktarlarda verilmesine karar vermiş, kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kaza tespit tutunağı ile kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davacılara ayrılan pay oranlarının hatalı ve fahiş olduğunu, davacılara ödenen tazminatın güncelleştirilmiş tutarının limitten düşülmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 30/05/2015 tarihli trafik kazasında davacıların desteği konumunda muris …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı … şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortalamış olduğu, … plakalı araç ile yapmış olduğu trafik kazasında vefat ettiği, kazaya ilişkin olarak Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/37 nolu dosyasından alınan 29/12/2015 tarihli Adli Tıp kusur raporu ile sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacılar murisinin ise kusursuz olduğu düzelenen Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunun kazaya karışan araç fotoğrafını, kaza yerine gösteren ve kaza mahallinde yapılan bilirkişi raporunu ve tarafların ifadelerini içerecek şekilde tanzim edilmiş ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olarak düzenlendiği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesinin incelenen Ağır Ceza Mahkemesi dosyasındaki kusur oranını benimseyerek, hükmü esas almasında bir isabetsizlik görülmediğinden, davalı vekilinin kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin davacılara yapılan tazminat ödemesinin güncellemesinin yapılmadığı, anne ve babaya ayrılan pay oranlarının yerinde olmadığı yönündeki istinaf itirazları değerlendirildiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı … tarafından ödenenen tazminat tutarının yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indirildiği, desteğin bekar olduğu dönem, evleneceği dönem ve çocuk sahibi olduğu dönemdeki geliri ile davacılara ayrılan payların ayrı ayrı belirtilerek dosya içeriğine uygun olarak değerlendirildiği görüldüğünden, tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun da Yargıtay uygulamalarına uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.628,12 TL harçtan peşin alınan 1.439,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.219,72 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/03/2020