Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/464 E. 2020/543 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/464
KARAR NO: 2020/543
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI: 2017/6191 Esas- 2017/6225 Karar
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; davalı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkiline ait … plakalı üst segment arazi aracının 11/12/2016 tarihinde, saat 14:00 sularında, köylülerin bağlarına bahçelerine gitmek için sürekli kullandığı Karabük ili, … köyü, … ismi verilen güzergahtan geçiş yaptığı esnada toprağın çökmesi sonucu aracın hasar gördüğünü, müvekkilinin sürücüsü olduğu araçta oğlu ve arkadaşının da bulunduğunu, hepsinin hayati tehlike geçirdiğini, 6 saat boyunca aracı sudan çıkarmak için uğraştıklarını, davalı … Şirketi’ne kazanın ve hasarın bildirildiğini, davalı … Şirketi tarafından olay yerine exper gönderilmeden ve inceleme yapılmadan, taraflarına gönderilen 17/01/2017 tarihli yazı ile tazminat talebinin riziko kapsamına girmediği gerekçesiyle ödenemeyeceğinin bildirildiğini, meydana gelen hasarın kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın 11/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, başvuranın talebinin teminat dışı olduğunu, olayın karayolunda meydana gelmediğini, talebin fahiş olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dolayısıyla faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını iddia ederek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti; başvurunun kabulü ile 83.839,60 TL’nin 17/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, bu karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesine üzerine, İtiraz Hakem Heyeti davalının vekalet ücretine ilişkin itirazının kabulüne, diğer itirazlarının reddine, başvurunun kısmen kabulü ile 83.839,60 TL’nin 17/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olay Karayolunda meydana gelmediğinden davacının tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, davaya konu olayda Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesi kapsamında meydana gelen bir hasar bulunmadığını, davacı sigortalının aracını kasten suya sokması nedeniyle hasarın meydana geldiğini, ani ve harici bir etki ile hasarın meydana gelmediğini, kasten verilen zararların teminat dışı olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın oldukça fahiş ve sovtaj meblağının da oldukça düşük olduğunu, aracın piyasa rayiç değerinin, satış faturasındaki 113.839,60 TL olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan davacıya ait … plakalı arazi aracının karayolu ile bağlantısı bulunan ve yöre halkının yol olarak kullandığı Karabük ili, … köyü, … isimli güzergahtan geçtiği esnada, zemindeki toprağın çökmesi sonucu aracın hasar gördüğü, davacı sigortalı tarafından yasal süresi içerisinde olayın ve hasarın davalı … Şirketi’ne bildirildiği, tazminat ödenmesi için davalı … Şirketi’ne başvurulduğu ancak davalı tarafça verilen cevapta , tazminat talebinin teminat dışı olduğu gerekçe gösterilerek tazminat ödenemeyeceğinin bildirildiği, davacının araç hasar tazminat talebi ile işbu başvuruyu yaptığı ve yukarıda da belirtildiği şekilde Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesine göre; trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar. Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa; a- Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, b- Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu kanun hükümleri uygulanır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2/a-b fıkralarına göre, kamunun fiilen yararlandığı tüm yollar, alanlar karayolu olarak kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; yukarıda da belirtildiği üzere, davalı nezdinde kasko sigortalı aracın, kamunun kullandığı ve karayolu ile bağlantısı bulunan yoldan geçtiği esnada, zemindeki toprağın aniden çökmesi sonucu hasar görerek pert olduğundan, araç hasar tazminatı kasko poliçesi teminatı içerisindedir. Dolayısıyla davalı vekilinin hasar tazminatı miktarı dışındaki diğer istinaf iddia ve itirazları yerinde değildir. Araç hasar tazminatı miktarına yönelik istinaf iddia ve itirazına gelince Hakem Heyetince, 22/06/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, aracın 0 km olarak satın alındığı 27/11/2015 tarihli faturadaki 113.839,60 TL’lik satış bedelinden, 30.000,00 TL sovtaj bedelinin indirilmesi sonucu belirlenen 83.839,60 TL’ye hükmedilmiştir. Oysa ki, 24/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda aracın hasar görmeden önceki rayiç değeri 104.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Bu durumda, aracın hasar görmeden önceki rayiç değeri olan 104.000,00 TL’den, 30.000,00 TL sovtaj bedelinin indirilerek davanın kabul edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. Bu bağlamda, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Başvurunun kısmen kabulü ile 74.000,00 TL’nin 17/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının yapmış olduğu toplam 2.214,60 TL yargılama masrafının kabul ret orarına göre 1.954,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 3- Başvuru sahibi kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 10.420,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT ve 5684 Sayılı 30/17.maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 680,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 3-Davalı tarafça yatırılan 154,30 TL istinaf başvuru harcı ile 36,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/03/2020