Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4609 E. 2022/479 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4609
KARAR NO: 2022/479
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2017/958 Esas – 2019/925 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53. ve 56. maddeleri kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; 34.482,20 TL maddi tazminatın davalı … ve … Bankası yönünden kaza tarihi olan 14/05/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 21.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 8.000,00 TL, davacılar … ve … için 7.000,00’er TL olmak üzere toplam 22.000.00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/05/2015 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Bankasından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Bankası AŞ vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza sonucunda vefat eden …’in, davacı …’in eşi ve diğer davacıların annesi olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı …’in kusurunun düşük gösterildiğini, bu nedenle maddi ve manevi tazminat miktarlarının eksik belirlendiğini, yeniden kusur tespiti yapılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının oldukça düşük olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın, müteveffanın tam kusuruyla gerçekleştiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, manevi tazminattan, davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmamasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın zamanaşımına uğradığını, ölüm tarihi olan 15/04/2015 tarihinde davacıların zararı öğrendiğini, işbu davayı ise TBK’nın 72. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açtıklarını belirtmiştir. Davalı … Bankası AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın TBK’nın 72. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçildikten sonra açıldığını, zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda müteveffa yaya …’in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın ağır kusurlu olması nedeniyle 2918 sayılı Kanun’un 86/1. maddesi uyarınca müvekkili bankanın meydana gelen zarardan sorumlu olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 15/04/2015 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı … Bankası AŞ’nin işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu aracın, davacıların yakını/desteği (davacı …’in eşi ve diğer davacıların anneleri) …’e çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, …’in vefat ettiği; 20/10/2017 tarihinde açılan işbu davada davacılar tarafından HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için 100.000,00’er TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. KTK’nın 109/2 maddesinde, eylemin bir suç teşkil etmesi halinde tazminat talebinin ceza dava zamanaşımına tâbi olacağı öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu haksız fiil, TCK’nın 85/1. maddesi kapsamına giren bir suç oluşturduğundan, TCK’nın 66/1-d maddesi gereğince 15 yıllık zamanaşımına tâbidir. Olay 15/04/2015 tarihinde gerçekleşmiş, işbu dava ise 20/10/2017 tarihinde açılmıştır. Buna göre KTK’nın 109/2.maddesinde öngörülen ceza dava zamanaşımı süresi dolmadığından, davalılar vekillerinin, zamanaşımına yönelik istinaf iddia ve itirazlarında isabet bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %25, müteveffa yaya …’in %75 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağı ile ceza dosyasındaki bilirkişi raporlarıyla örtüştüğü, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle istinaf kanun yoluna başvuran taraf vekillerinin, kusura yönelik itirazları kabule şayan görülmemiştir.Davacılar vekilinin, manevi tazminat miktarlarının az olduğuna; davalılar vekillerinin ise çok olduğuna ilişkin itirazlarına gelince; kazanın meydana geliş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin itirazlarının reddine, davacılar vekilinin ise kabulüne karar verilerek, takdiren her bir davacı için 25.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekili ile davalı … Bankası AŞ. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kabulü ile, 34.482,20 TL maddi tazminatın davalı … ve … Bankası AŞ. yönünden kaza tarihi olan 14/05/2015 tarihinden, davalı Sigorta Şirketi yönünden 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL ve davacı … için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000.00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/05/2015’ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Bankası AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacı tarafça depo edilen ilk açılış harç gideri ile ıslah harcı toplamı olan 1.183,03-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 2.355,47 TL harçtan peşin yatırılan (102,46+15,31=) 117,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.237,70 TL karar ve ilam harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına, 5-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 5.123,25‬ TL harçtan peşin yatırılan 1.024,65 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Bankası AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6-Davacılar tarafından yapılan toplam 2.260,60 TL (314,50TL adli tıp faturası, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 746,10 TL posta-müzekkere-tebligat masrafı) yargılama giderinin, maddi tazminat davasında sarf edildiği, manevi tazminat davası için ayrıca yapılmış yargılama gideri bulunmadığı anlaşılmakla, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 7-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.137,86 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 8-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 10.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … Bankası AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 9-Reddedilen manevi tazminat yönünden, davalı … ve … Bankası kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13/3. Maddesi uyarınca 10.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak, bu davalılara verilmesine, 10- Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 3.858,29 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 1.929,29‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 1.929,00 TL harcın davalılar … ve … Bankası AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 2-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 38,00 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının … ve … Bankası AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalılar … ve … Bankası AŞ tarafından yapılan masrafların üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı için kabul edilen ve reddedilen tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022