Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4536 E. 2022/392 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4536
KARAR NO: 2022/392
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI: 2018/92 Esas – 2019/507 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Hukukundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; İİK’nın 72. maddesi kapsamında kambiyo hukukundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava; bono son ciranta olan davalı … tarafından icra takibine konulan bonolardan dolayı davacılar keşideci … Ltd. Şti. ile avalist …’in davaya konu bonolardan dolayı borçlu olmadıklarına dair açmış oldukları menfi tespit davasıdır. Marka … Hizm. Ltd. Şti. … ile … arasında 15/04/2016 tarihinde “… İsim Oluşturma … Marka Yönetim Danışmanlık Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşme süresinin 18/04/2016 tarihinden başlayıp, 30/04/2017 tarihinde sona ereceği, karşılıklı mutabakata varılacak başka çalışmalar için tekrar yenilebileceği hususunun F maddesinde mevcut olduğu, sözleşmede reklam verenin …, reklam ajansının ise … Ltd. Şti. adına imza yetkilisi … olduğu anlaşılmıştır. Davacılar, dava konusu senetlerin taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden verildiğini, sözleşme yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olması nedeniyle senetlerin bedelsiz kaldıklarını ileri sürmüşlerdir. Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde “… Yukarıdaki hizmet bedeli toplam 25.000,00 TL+ KDV olup (… 29.500,00 TL KDV dahil) belirtilen rakam üzerinden anlaşmaya varılmıştır. Bu rakamdan 10.000,00 TL’si peşin, kalan iş tesliminden sonra aylık düzenli olarak 5.000,00 TL olarak tahsil edilecektir…” şeklinde olduğu, senetlerin ise 30/06/2016, 30/08/2016 ve 30/10/2016 vadeli oldukları ve toplam bedellerinin de 30.000,00 TL olduğu görülmektedir. Sözleşme ve senetlerde yer alan vadeler ve miktarlar dikkate alındığında, davacılar iddialarını yazılı belgeyle ispatlayamamışlardır.Davalılardan …’nun dava konusu bonoları ciro yoluyla devraldığı ve ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk olmadığı, TTK. m. 825 hükmü dikkate alındığında, anılan kişinin kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, ancak davacılar tarafınan davalılardan …’nun senetlerin bedelsiz olduğunu bildiği ve buna rağmen borçluların zararına hareket etmek suretiyle senetleri iktisap ettiği dolayısıyla kötüniyetli hamil olduğu hususlarında somut bir delil sunulmadığı, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince yetkili son hamil olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede davaya konu senetlere atıf yapılmadığından bedelsizlik iddiasının yazılı belgeyle ispatlanmış olması şartı gerçekleşmediği gibi dava konusu senetler üzerinde nakden kaydı bulunduğu görülmekle davacıların senet bedelinin ödendiğini ispat etmeleri gerektiği, bu yönde bir delil ibraz edilmediği anlaşılmış olup davanın reddine, ” karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesindeki iddia ve itirazları, istinaf başvuru dilekçesinde de tekrarlayarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacılar vekili her ne kadar kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de; İlk Derece Mahkemesince, tarafların delillerinin gerekli ve yeterli derecede toplandığı, tartışıldığı ve değerlendirildiği; bir başka deyişle, yukarıda gerekçesi alıntılanan Yerel Mahkemenin kararında herhangi bir hatanın bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacılar vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile Hazine’ye verilmesine,3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/03/2022