Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4480 E. 2020/215 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4480
KARAR NO: 2020/215
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2019/6716 Esas – 2019/696 Karar
(Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 18/08/2019 gün ve 2019/İHK-10060 sayılı kararı)
DAVANIN KONUSU:Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Tazminatı
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde özetle; …’nin yönetimindeki … plaka sayılı aracıyla Çankırı istikametinde seyir halinde bulunduğu sırada meydana gelen trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’nin yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dilekçesiyle talep ettiği maddi tazminat miktarını 182.083,86 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta AŞ cevap dilekçesinde özetle; gerekli belgeleri ibraz etmeyen davacının başvurusunun usulden reddi gerektiğini, maluliyet raporunun ATK 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınmasını talep ettiğini, sürekli maluliyete ilişkin zararın davacı tarafın ispatının gerektiğini ileri sürerek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti 27/04/2019 gün ve 2018/96092 (E) – 2019/36281 (K) sayılı kararıyla, davacının başvurusunun kısmen kabulüne, 143.739,20 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalı vekili 20/05/2019 tarihinde sunduğu dilekçeyle, karara esas alınan maluliyet raporunun rasyonel olmadığını, mağdurun muhtemel ömür süresinin ek raporda 8 yıl fazla dikkate alınmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin hatalı güncellendiğini ileri sürerek Uyuşmazlık Hakem Heyetinin anılan kararına yönelik itiraz başvurusunda bulunmuştur. İtiraz Hakem Heyeti 18/08/2019 gün ve 2019/7174 – 2019/İHK-10060 sayılı kararıyla yetkili bir sağlık kurulu tarafından hazırlanmayan rapora göre karar verilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, 14/09/2019 tarihinde sunduğu dilekçesiyle, sigorta şirketinin uyuşmazlık hakem yargılamasında maluliyet oranına itiraz etmemesinin lehlerine kazanılmış hak oluşturmuş iken İtiraz Hakem Heyetince raporun Maluliyet Tespit İşletmeleri Yönetmeliğine uygun olmadığı gerekçesiyle başvurunun usulden reddedilmesine itiraz ettiklerini, müvekkilinin maluliyet oranının tespit edilmesi için bizzat muayene edilmesinin yasal zorunluluk olmadığını belirterek İtiraz Heyetinin anılan kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Dava ve uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zararın giderilmesi istemine ilişkindir. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporlar, 11.10.2008 tarihinden önce meydana gelen olaylar bakımından Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında meydana gelen olaylar bakımından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 günü ile 31/05/2015 tarihleri arasında meydana gelen olaylar bakımından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen olaylar bakımından ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru dilekçesi ekinde davacının yaralanmasına ilişkin olarak Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporu sunmuştur. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’un 5’inci maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesin de zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açılabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahiplerinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) sigortacısına karşı doğrudan dava açmayıp yazılı başvuruda bulunması dava şartı olarak öngörülmüştür. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nin 115/2’nci maddesi gereğince mahkeme dava şartı eksikliğini tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi olanaklı ise, bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği giderilmemişse, davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verir. Somut uyuşmazlıkta başvuru tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6704 sayılı Kanun’un 5’inci maddesiyle değişik 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesi uyarınca davacı vekili tarafından tedavi belgeleri ile Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen rapor eklenmek suretiyle uğranılan bedensel zararın giderilmesi için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmasına rağmen davalı Sigorta Şirketi tarafından değişen kusur veya sakatlık oranı olmaksızın ödeme yapılmayacağının bildirildiği, davacı vekilinin de müvekkilinin trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararının giderilmesi talebiyle 30/11/2019 günü Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, davacının talebinin kısmen kabulüne ilişkin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının davalı vekilinin itiraz başvurusu üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından kaldırarak, başvurunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı sigorta şirketi, başvuru sırasında davacı vekili tarafından, davacının yaralanmasına ilişkin sağlık kurulu raporunun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık raporu sunulmadığını ileri sürmüş ise de, sigorta kuruluşuna başvuruda bulunulmasına ilişkin 6704 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde hangi belgelerin ekleneceğine dair bir düzenlenmeye yer verilmediği gibi davacının da sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduğunun anlaşılması karşısında, hak aramanın özünü kısıtlayabilecek nitelik taşıyan sunulan raporun yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı ilişkin gerekçeyle başvurunun reddine karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir. Bu itibarla sigorta kuruluşuna dava açılması için öngörülen dava şartının gerçekleştiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmeli ve taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin “(A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/02/2020