Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/446 E. 2020/160 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/446
KARAR NO: 2020/160
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2017
NUMARASI: 2017/5846 D.İŞ. Esas – 2017/5841 D.İŞ. Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 20/10/2017- 2017/İHK-4166)
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda özetle; davalı nezdinde genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çift taraflı ve tam kusurlu olarak, 28/06/2016 tarihinde karıştığı kaza neticesinde, araçta yolcu konumunda bulunan davacıların desteği 1971 doğumlu …’ın vefat ettiğini, tazminat ödenmesi için Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapmış oldukları başvuru sonrasında 2016.E.28643 sayılı dosyada düzenlenen 20/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkillerinin talep edebileceği tazminat miktarının toplam 398.127,46 TL olduğunun rapor edildiğini, davalı Sigorta Şirketi tarafından düzenlenen poliçede teminatlar başlığı altında ihtiyari mali sorumluluk sigortasında kaza başına bedeni hasar limitinin 200.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, davalı Şirketin, ZMSS sigorta teminatı olan 310.000,00 TL’yi aşan kısımdan sorumlu olacağının aşikar olduğunu, yasal süresi içerisinde 2918 sayılı KTK’nın 99.maddesi gereğince davalı Sigorta Şirketi’ne 17/08/2016 tarihinde gerekli başvuruyu yapmalarına rağmen olumlu bir netice alınamadığını, müteveffanın kaza tarihindeki gelirinin 2.233,65 TL olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin alacak ile munzam zarar ve manevi tazminatların doğan alacaklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik, davaca(eş) … için 40.000,00 TL, davacı (baban) … ve davacı (anne) … için 500,00’er TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve tüm müvekkilleri için toplam 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere genel toplamda 42.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’ın kaza neticesinde vefat ettiğini, davacıların tazminat taleplerinin ZMSS poliçesi kapsamında olduğunu, karşılanmayan zararlar için ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulması gerektiğini, dolayısıyla kasko sigorta poliçesinin başvuru önceliğinde ikinci sırada olması nedeniyle davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffanın sigortalı araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle her halükarda %20’den az olmamak üzere hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, avans faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile, … için 87.598,98 TL destekten yoksun kalma tazminat ve 886,67 TL cenaze masrafı olmak üzere toplam 88.465,65 TL, … için 14.837,67 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 886,67 TL cenaze masrafı olmak üzere toplam 15.704,34 TL; … için 9.512,37 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 866,67 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 10.379,04 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının 23/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazlarının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma haklarının ihlal edildiğini, başvurucuların geçerli bir başvuru yapmaması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, müracaatçıların, müvekkili şirkete başvuru yaparken güncel vukuatlı nüfus kayıt örneğini bildirmediklerinden KTK’nın 97.ve HMK’nın 114/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan başvurunun reddine ve cenaze ve defin giderleri ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffanın sigortalı araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle her halükarda %20’den az olmamak üzere hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53.maddesi ve ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve cenazi-defin gideri istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı nezdinde ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı ambulans niteliğindeki aracın, 28/06/2016 tarihinde çift taraflı ölümlü trafik kazasına karışması neticesinde, araçta yolcu (görevli sağlık teknisyeni) olarak bulunan davacıların desteği …’ın vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının ZMSS poliçesinin kaza tarihindeki limitini aşan kısımları için ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan davalı aleyhine işbu başvuruyu yaptıkları ve yukarıda da belirtildiği gibi başvurunun kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. A-) Davacılar … ve … aleyhine yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında beş bin TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, beş bin TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, kırk bin TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Davacılar … ve … için ıslah dilekçesi ile talep edilen ve İtiraz Hakem Heyetince karara bağlanan uyuşmazlık konusu miktarlar her bir davacı için ayrı ayrı dikkate alındığında, verilen karar, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğundan, davalı vekilinin bu davacılara yönelik verilen kararı istinaf etme hakkı bulunmamaktadır. B-) Davacı … aleyhine yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Dosyanın yapılan incelemesinde; davacıların Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmadan önce gerekli tüm belgeler de geçerli bir şekilde davalı Sigorta Şirketine başvuruda bulunmasına rağmen davacıların tazminat taleplerine olumlu cevap verilmediği, dolayısıyla KTK’nın 97.maddesinde aranılan dava şartının yerine getirildiği, aktüerya bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edildiğinden, davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmadığı, davalının işbu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, her üç davacı için toplamda 2.600,00 TL cenaze ve defin giderine hükmedilmesinin gayet yerinde ve makul olduğu, bu miktarın ispatı için ülkemizin toplumsal, sosyal ve kültürel gerçeklerinin yeterli olduğu, herhangi bir resmi belgenin ibrazına gerek olmadığı, müteveffa …’ın davalı nezdinde sigortalı ambulansta sağlık teknisyeni olarak görevde bulunduğu esnada kazanın meydana geldiği dikkate alındığında, olayda hatır taşımasından söz edilemeyeceği kanısına varılmıştır. Başka bir deyişle, davalı vekilinin istinaf iddia ve itirazlarının hiçbirisi yerinde değildir. Bu bağlamda, davalı vekili tarafından, davacılar … ve … aleyhine yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine; davacı … aleyhine yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı vekili tarafından, davacılar … ve … aleyhine yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE; B-)Davalı vekili tarafından, davacı Songül Yıldırım aleyhine yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … yönünden kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, diğer davacılar yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/01/2020