Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4445 E. 2022/474 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4445
KARAR NO: 2022/474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2017/75 Esas – 2019/683 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, tarafımca yapılan inceleme sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi kapsamında ve sigorta miktarı dahilinde sorumluluğu yüklendiğinden karşılanmamış daimi ve geçici iş göremezlik zararından sorumlu bulunduğu, bu nedenle açılan maddi davası subut bulduğundan davanın kabulü ile, 259.147,00 TL sürekli iş göremezlik bedeli ile 6.038,00 TL geçici iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 265.185,00 TL maddi tazminatın 06/01/2017 başvuru tarihine göre, 16/01/2017 temerrüt tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davacının motosiklet kullanırken trafik kaza tutanağında ve dosya kapsamında kask-dizlik takıp takmadığı belirlenemediğinden davalı sigorta şirketinin talebine göre her hangi bir indirim yapılmayarak… Davanın kabulü ile, 1-259.147,00 TL sürekli iş göremezlik bedeli ile 6.038,00 TL geçici iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 265.185,00 TL maddi tazminatın 16/01/2017 temerrüt tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle ceza soruşturması dosyasında yer alan “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar”da; tarafların CMK’nın 253. maddesi kapsamında uzlaşma sağladıklarının yer aldığını, CMK’nın 253/19. maddesi gereğince uzlaştırma sağlanan dava konusu eylem hakkında tazminat davası açılamayacağını, açık bir tazminat davasının mevcut olması halinde dahi feragat edilmiş kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu; müvekkili şirket nezdinde düzenlenen poliçenin 31/05/2016 tarihinde düzenlenmesi nedeniyle, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları A.5.c maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi gereğince tazminat hesabında, “Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyet raporunun düzenlenmesi gerektiğini; tedavi giderleri kapsamında yer alan geçici iş göremezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, kask ve diğer koruyucu ekipmanın kullanılmamış olması nedeniyle olayda müterafik kusur bulunduğunu, aktüerya konusunda uzman olmayan bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulmasının ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ıslah tarihinden, bu talebin kabul görmemesi halinde ise, rapor tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 09/10/2016 tarihinde, davalı Sigorta Şirketi nezdinde 31/05/2016 başlangıç tarihli ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan araç ile davacının sürücüsü olduğu motosikletin karıştığı kaza neticesinde, davacının yaralandığı; işbu davada davacı tarafça geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı talep edildiği; kazanın meydana gelmesinde davalı Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kusura ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı; Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenen 31/07/2017 tarihli raporda, davacının sürekli iş göremezlik oranının %43 ve iyileşme süresinin 135 güne kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği, maluliyete ilişkin raporun davalı Sigorta Şirketi vekiline tebliğ edilmesi üzerine; davalı vekilince 09/11/2017 tarihli dilekçeyle itiraz edildiği ancak, yönetmeliğe ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin, CMK’nın 253/19. maddesi dışındaki diğer iddia ve itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Davalı vekilinin, ceza soruşturması aşamasında uzlaşma sağlandığından, CMK’nın 253/19. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki itirazına gelince; CMK’nın 253/19. maddesinde; “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır…” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Dosyada bulunan Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyasında; “… uzlaştırmacının uzlaştırma raporunu süresi içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığımıza ibraz ettiği, uzlaştırma raporuna göre, mağdur şüpheli ve şüphelinin uzlaştıkları anlaşılmakla taksirle yaralama suçundan ötürü… mağdur şüpheli ve şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına… müştekinin hukuk mahkemesinde dava açmakta serbestisine” şeklinde karar verilmiş; ancak dosyanın UYAP üzerinden ve fiziki olarak yapılan incelemesinde uzlaştırma raporunun dosyada bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı vekilinin, CMK’nın 253/19. maddesine yönelik itirazı hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için, uzlaştırma raporunun incelenmesi zorunludur. İlk Derece Mahkemesince de, davalı tarafça yargılama aşamasında ileri sürülen bu hususla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bir başka deyişle, Mahkemece, eksik inceleme sonucunda karar verildiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı kabule şayan görülmüştür. O halde, Mahkemece, bahsi geçen uzlaştırma raporunun celp edilerek incelenmesi ve CMK’nın 253/19. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2022