Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4434 E. 2019/610 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4434
KARAR NO: 2019/610
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2019
NUMARASI: 2019/7588 Esas – 2019/212 Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 19/09/2019- 2019/İHK-12228 )
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda özetle; 24/03/2018 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle Karadeniz Teknik üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 04/01/2019 tarihli raporuna göre müvekkilinde %13 oranında maluliyet oluştuğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşulu ile 15.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 304,00 TL rapor bedeli olmak üzere toplam 15.354,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça eksik evraklar ile müvekkiline başvurulduğunu, başvurunun bu nedenle reddedilmesi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre taşımacılık ilişkisi nedeniyle; taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisinin öngörüldüğünü, başvuranın zararının öncelikle karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini, rapor ücreti bedelinin talep edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile 76.061,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 354,00 TL rapor ücreti ile birlikte toplam 76.415,00 TL’ nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar vermiş, davalı vekili tarafından bu karara itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmadan önce gerekli olan belgeler ile birlikte davalı Sigorta Şirketi’ne başvurulduğunu, maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğini, İtiraz Hakem Heyeti kararının neye dayanılarak verildiğinin anlaşılamadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazlarının reddine ve davacının başvurusunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54/3.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 24/03/2018 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacıdaki yaralanmanın, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığının, 04/01/2019 tarihli Adli Kurul raporuna göre %13 oranında kalıcı maluliyet netiliğinde olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiğini, bu rapor dikkat alınarak düzenlenen 17/04/2019 tarihli aktüerya raporuna göre ise davacının talep edebileceği güç kaybı tazminatının 76.061,00 TL olarak mütalaa edildiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacı tarafın ıslah talebi de dikkate alınarak bu miktar üzerinden başvurunun kabulüne karar verildiği, ancak davalı vekilince karar itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, karara dayanak yapılan maluliyet raporunun yönetmelikte öngörülen şekilde teşkil eden bir kurul tarafından düzenlenmediğini, dolayısıyla eksik evrak ile davalı Sigorta Şirketine başvurulduğun gerekçesiyle, KTK’nın 97.ve HMK’nın 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta başvuru tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça, sözkonusu trafik kazası nedeniyle dava tarihinden önce davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapıldığı, davalı Sigorta Şirketi tarafından davacıdan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporu talep edildiği, davacı tarafça bu talebin hakkın sürüncemede bırakılması olarak kabul edilerek işbu başvurunun yapıldığı, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verildiği, davalı tarafın itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davacı tarafça, Sigorta Şirketi’ne ibraz edilen maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelikte öngörülen şekilde teşkil eden bir kurul tarafından düzenlenmediği gerekçesiyle, KTK’nın 97.maddesi gereğince özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak, İtiraz Hakem Heyetinin kararı dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olmamıştır. Çünkü, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Karadeniz Teknik Üniversitesinin 04/01/2019 tarihli adli kurul raporuna göre davacının kaza nedeniyle özürlülük oranının %13 olduğu, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Raporun yapılan incelemesinde; raporun, Yönetmelik hükümleri çerçevesinde düzenlendiği görülmüştür. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına dayanak yapılan ve %13 maluliyet oranı TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz ve %100 kusur oranı dikkate alınarak hazırlanan 17/04/2019 tarihli aktüerya raporuna göre ise davacının güç kaybı tazminatının toplam 76.061,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Aktüerya raporunun yapılan incelemesinde, raporun HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporun, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun ve denetime elverişli olduğu görülmüştür. Başka bir deyişle, davalı vekilinin, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü iddia ve itirazların yerinde olmadığı kanısına varılmıştır. Davalı vekili tarafından her ne kadar istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve davacının başvurusunun usulden reddine karar verildiği dikkate alındığında, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurmada hukuki yararının bulunmadığı kanısına varılmıştır. Bu bağlamda, HMK’nın 352/1-ç maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilmesi (davacının başvurusunun kabulü ile 76.061,00 TL güç kaybı tazminatının 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi şeklinde) amacıyla kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- HMK’nın 352/1-ç maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile, 76.061,00 TL güç kaybı tazminatınınbirlikte toplam 76.476,00 TL’nin 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının sarf ettiği 1.141,00 başvuru ve ıslah ücreti ve 500,00 TL aktüerya bilirkişi ve 415,00 TL rapor ücreti olmak üzere toplam 2.056,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine. 3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca 8.762,36 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 11 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.05/12/2019