Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/44 E. 2019/19 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/44
KARAR NO : 2019/19
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/09/2017
NUMARASI : 2017/4114 D.İş.Esas – 2017/4114 D.İş.Karar
DAVA : Güç Kaybı Tazminatı( Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2019
Yukarıda yazılı Sigorta tahkim komisyonu kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 05/03/2014 tarihinde, müvekklinin sevk ve idaresindeki araç ile ZMSS poliçesi bulunmayan Suriye uyruklu sürücünün idaresindeki aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekklinin yaralandığını, sağlık kurulu raporuna göre %23 oranında sürekli sakat kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 41.000,00 TL meslekte kazanma gücü- iş gücü tazminatının kaza tarihinden itibren işleyecek %12 avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle davacıya 19/10/2016 tarihinde toplam 51.143,00 TL tazminat ödendiğini, ek tazminat için davacı tarafça müvekkili kuruma başvurulmadığını, başvuru şartı yerine getirilmediğinden talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı Güvence Hesabı’ nın herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, davacı lehine verilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile 216.857,00 TL maddi tazminatın 28/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermiş, davalı tarafça Uyuşmazlık Hakem Heyet kararına itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat hesabına esas alınan maluliyet raporunun Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Hukuk Uygulama Merkezi tarafından hazırlandığını, bahsi geçen kuruluşun maluliyet raporu hazırlama yetkisinin bulunmadığını, hesaplamaya esas alınan raporun sürekli maluliyeti kanıtlayacak mahiyette olmadığını, dosyada bulunan 3 rapor arasında uyumsuzluk olduğunu, Güvence Hesabı’ nın geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, maluliyet raporunda geçici iş göremezlik süresinin farazi olarak hesaplandığını, başvuran tarafından geçici iş göremezlik tazminatının talep edilmediğini, Güvence Hesabı’ nın bakıcı- tedavi giderinden sorumlu olmadığını, tazminat hesabına esas alınması gereken ücretin yüksek yargı içtihatlarına göre asgari ücret olması gerektiğini, davacının aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi nedeniyle tazminat hesaplamasının net asgari ücret üzerinden yapılması ve davacı lehine verilmesi gereken vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava; 5684 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince Güvence Hesabı kapsamında güç kaybı tazminatı (geçici-kalıcı iş göremezlik) istemine ilişkindir. Dosya kapsamından 05/3/2014 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı aracın kaza yapması sonucu davacının yaralandığı, meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, davalı Güvence Hesabı tarafından bu kaza nedeniyle davacıya tazminat ödendiği ancak davacının, verilen tazminatın zararını karşılamadığı iddiası ile bakiye güç kaybı tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Davalı vekili başvuru dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatının talep edilmediğine, talep edilse dahi Güvence Hesabı’ nın sorumlu olmadığına ve tazminat hesaplamasının net asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğine ilişkin istinaf iddia ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde; aktüerya raporunda tazminat hesaplaması, davacının çalıştığı kurumdaki 2014 Ocak ayındaki net aylık kazancını gösteren maaş bordrosu dikkate alınarak yapılmıştır. Dolayısıyla tazminat hesaplamasında iddia edildiği gibi herhangi bir hata bulunmamaktadır. Yine başvuru dilekçesinde güç kaybı tazminatı talep edilmiştir. Güç kaybı tazminatı talebi, geçici-kalıcı iş göremezlik tazminatını kapsamaktadır. Başka bir deyişle davacı tarafça başvuru dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı da talep edildiğinden İtiraz Hakem Heyetince bu talep hakkında da karar verilmesi doğrudur. Ayrıca geçici iş göremezlik tazminatından Güvence Hesabı sorumludur. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf iddia ve itirazına gelince maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ile 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ila 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Ancak karara dayanak oluşturan ve tazminat hesaplamasına esas alınan Dokuz Eylül Üniversitesinin 23/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelemesinde; raporun 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlendiği anlaşılmıştır. Oysa ki kaza tarihi olan 05/03/2014 tarihinde “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” dikkate alınarak maluliyet raporunun düzenlenmesi gerekmektedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Başka bir deyişle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerindedir.O halde yapılması gereken, 05/03/2014 kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ne göre davacının maluliyet oranının ve iyileşme süresinin yeniden tespit edilmesi ve bu rapor dikkate alınarak davacı tarafın tazminat talepleri hakkında ek aktüerya rapor alınarak bir karar verilmesidir. Bu bağlamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-a/6 maddesi gereğince kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakim Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan istinaf harçlarının talep halinde mahkemesince yatıran tarafa iadesine,4-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine,5-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre Güvence Hesabı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, …. Bankası Gayrettepe Şubesine ait 25/08/2017 tarih ve … numaralı ve 342.743,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı Güvence Hesabına iadesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/09/2019