Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4388
KARAR NO : 2019/516
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/328 Esas – 2019/652 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Tazminatı)
KARAR TARİHİ: 21/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekillinin trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından reddedildiğini belirterek HMK’nın 439. maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 13/02/2018 tarih, K- 2018/9300 sayılı kararının iptaline karar verilmesini, müvekkilinin fazlaya ilişkin haklaı saklı kalmak üzere muris …’in eşi olan davacı …’e 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kesin tahkim kararı hakkında iptal davası açılamayacağını, Sigotacılık Kanunu ve HMK’ya göre verilen karar kesin olup yargı yolunun kapalı olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava konusu kazanın karayolunda gerçekleşmediğini, bu nedenle de aleyhlerine yapılan başvurunun reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kazanın karayolunda meydana gelip gelmediğine ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, yeni hukuk genel kurul kararında sürücünün vefatı sebebiyle tazminat taleplerinin teminat dışı bırakıldığını, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranıyla sınırlı olduğunu, faizin en erken dava tarihinden başlatılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; açılan davada 6100 sayılı HMK’nın 439/1. maddesi gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde; belirsiz alacak davası açtıklarını bilirkişi raporu alınmadan Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından kesin olarak ret kararı verildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, işin esasına girilerek kamu düzenine aykırılık nedeni ile hakem kararının iptalinin gerektiğini, emsal nitelikteki Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1666 esas ve 2017/2907 karar sayılı ilamı gereğince hakem kararının iptali davalarında görevli mahkemenin İlk Derece Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle verilen kararın doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, HMK’nın 439. maddesine dayanılarak Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının iptali istemine ilişkindir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında; 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı, kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemiyle ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan tahkim usulüne ve yargı yollarına yönelik düzenleme, HMK’nın 407 vd. maddelerinde düzenlenen tahkim usulü ve yargı yollarını gösteren düzenlemeye göre özel bir düzenleme içermektedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde hakem kararlarına karşı açıkça temyiz kanun yolu düzenlenmiş olup hakem kararının iptaline ilişkin HMK’nın 439. maddesine atıf yapılmamıştır. 5684 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gereken somut uyuşmazlıkta, Sigorta Tahkim Komisyonu/Uyuşmazlık Hakem kararına karşı, HMK’nın 439. maddesinde düzenlenen iptal davası açılması mümkün olmayıp ancak şartlarının oluşması halinde kanun yollarına başvurulabileceği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 21/11/2019