Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4374
KARAR NO: 2022/217
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/137 (E) – 2019/446 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen tazminat
KARAR TARİHİ: 31/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/12/2016 günü seyir halinde iken aynı yönde önünde seyreden … plakalı araca çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına neden olan müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalıya ait … plakalı aracın dava dışı sürücüsünün %100 kusurlu olmasına rağmen olay yerini terk ettiğini, oluşan hasar nedeniyle poliçe kapsamında ödenen 15.500,02 TL’nin rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine sigortalı aracın işleteni davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın sürücüsü …’nın, cankurtaranı (ambulansı) beklemeleri nedeniyle kaza yapan diğer sürücüler tarafından yolun açılması amacıyla olay yerinden gönderildiğini, olay yerinden kaçmasını gerektiren herhangi bir durumu bulunmayan alkollü de olmayan adı geçen sürücünün aracı kullanmak için yeterli sürücü belgesinin de bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, genel şartlarda olay yerini terk etmeye bağlı olarak düzenlenen sonucun bedeni hasarın meydana geldiği kazalarla sınırlı tutulduğunu, davacının talebinin kazanın araçlardaki maddi hasara taalluk ettiği, bu nedenle genel şartların 4.b-f maddelerinin uygulama alanı kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; olay yerinden sadece … plakalı araç sürücüsünün ayrıldığını, bilirkişi raporunda da sürücünün olay yerinden ayrılmasını gerektiren haklı bir nedenin bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, sigortacı davacının ZMSS poliçesi nedeniyle 3’üncü kişiye yaptığı ödemenin, sigortalıdan rücuen tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyaya eklenen İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı … AŞ tarafından davalı … aleyhine 15.500,02 TL asıl alacak, 1.417,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.917,32 TL alacağın tahsili amacıyla 20/11/2017 günü icra takibine başlandığı, ödeme emri 23/11/2017 günü tebliğ edilen davalının 30/11/2017 tarihinde verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi üzerine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 66’ncı maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki itirazın iptali davasının ise aynı Kanunun 67’nci maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde 1/2/2018 günü açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan dekontun incelenmesinde; 14/12/2016 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle 15.500,02 TL’nin … plakalı aracın maliki olduğu anlaşılan …’a 17/7/2017 günü ödendiği; bilirkişiler tarafından düzenlenen 18/2/2018 tarihli raporda ise sürücüsü kusursuz olan … plakalı araçta oluşan hasarın kaza tarihi itibarıyla tutarının KDV dahil 18.290,02 TL olabileceği, davalı işletenin İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin takip dosyasına yaptığı 15.500,02 TL alacağa yönelik itirazın iptali talebinin yerinde olacağı belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 95/2’nci maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında (KMAZMSSGŞ) düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı KTK’nin 95/2’nci maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davacı …, sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olmasına rağmen olay yerini terk ettiğini ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuen tazmini talebinde bulunmuştur. Poliçenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan KMAZMSSGŞ’nin, “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlıklı B.4’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının “f” bendi uyarınca; ödemede bulunan sigortacı bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. Düzenlemeye konu rücu nedeni sırf bedensel yaralanmayla sonuçlanan trafik kazaları ile sınırlı olmayıp, maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarını da kapsamaktadır. Olaya ilişkin kolluk tarafından düzenlenen “Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” içeriğinde … plakalı aracın, kolluk görevlileri olay yerine gelmeden olay yerinden ayrıldığının belirtilmesi karşısında, davalı vekilinin kaza yapan sürücülerin cankurtaran beklemeleri nedeniyle yolun açılması için müvekkili şirkete ait … plakalı araç sürücüsünü olay yerinden gönderdiklerine ilişkin savunması kanıtlanamamıştır. Diğer yandan, poliçenin tanzim tarihinde ve olayın meydana geldiği günde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1409’uncu maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2’nci fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin KMAZMSSGŞ’nin, A.6’ncı maddesinde sayılan teminat dışında kalan haller ile B.4’üncü maddesinde sayılan zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı kapsamında olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, KMAZMSSGŞ’nin, A.6’ncı ve B.4’üncü maddeleri ve TTK’nin 1446/2’nci maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirir. Bu durumda oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davalı doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ispat yükü sigortalı davalıya geçmiştir. Dosyaya toplanan kanıtlardan davacıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün yukarıda açıklanan biçimde tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği gibi neden olmaksızın olay yerini terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacıya sigortalı … plakalı aracın işleteni davalının, yaralanmayla sonuçlanan trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi için KMAZMSSGŞ’nin B.4’üncü maddesinde öngörülen tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme ya da can güvenliği biçimindeki nedenleri kanıtlayamadığının anlaşılması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bununla birlikte davacı ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın işleteni davalıyı icra takibine başlamadan önce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117’nci maddesine uyan biçimde temerrüde düşürdüğünü kanıtlayamadığının anlaşılması karşısında, faizi kapsayan itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı tarafından, davalıya karşı açılan rücuen tazminata ilişkin itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, davalı … tarafından, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … (E) sayılı icra takibine yapılan itirazın İİK’nin 67’nci maddesi uyarınca kısmen iptaline, takibin 15.500,02 TL asıl alacak üzerinden, icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-İcra takibine konu alacak önceden belirlenebilir nitelik taşımadığından icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.058,80 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 180,12 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 878,68 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 5-AAÜT uyarınca reddine karar verilen icra takibine konu faiz miktarına göre belirlenen 1.417,30 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 90,70 TL posta masrafı, 5,20 TL vekâlet harcı, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.331,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından peşin ödenen ve hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen 180,12 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 8-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca kendiliğinden ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 28,00 TL, istinaf başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 149,30 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca kendiliğinden ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/01/2022