Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/432 E. 2019/872 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/432
KARAR NO : 2019/872
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI : 2015/1241 Esas – 2017/557 Karar
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme konularında her hangi bir eksikliğin bulunmadığı,; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların oğlu olan … 20.10.2015 günü kuzeni ile birlikte gezmek için kendisine ait … plakalı motosikletiyle Beşiktaş’ta seyir halindeyken sahibi ve işleteni … olan ve sürücüsü … yönetimindeki … plakalı ticari taksinin U dönüşü yapmak istemesi üzerine gerçekleşen trafik kazasında vefat ettiğini belirterek her biri için 30.000 TL manevi tazminat ve her biri için şimdilik 10.000 TL maddî tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan … cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediğini, … plakalı aracın sahibinin kendisi olduğunu, ancak 9 yıldır … kiralık olarak işlettiğini, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalılardan …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin olayda kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı … bakımından 30.658,11TL, Davacı … bakımından 51.133,15TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte adı geçen davacılardan tahsiline, her bir davacı bakımından ayrı ayrı 25.000,00 TL’sı manevi tazminatın sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de usulüne uygun düzenlenen muhtıraya rağmen istinaf giderini yatırmamış olması nedeniyle istinaf başvurusunda bulunmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, bu karara yönelik istinaf başvurusunda bulunulmamıştır.Davalı … vekili kusur ve hesaplama raporunun hukuka uygun olmadığını, sigorta şirketine kaza ihbar edilmiş olmasına rağmen faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin işleten sıfatı bulunmayıp 3. kişiye aracı kiralamış olduğunu, bu husustaki itirazlarının değerlendirilmediğini, manevi tazminatın da yüksek takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … şirketi vekili destek paylarının yüksek belirlendiğini, avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.1-Davalı … vekili tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının değerlendirilmesi;Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 19.04.2016 tarihli raporda, sanık sürücü … U dönüşüne uygun olmayan yerde ve karşı yönden gelen aracı dikkate almadan gayri nizami şekilde u dönüşüne geçerek neden olduğu kazada asli kusurlu olduğu, ölen sürücü … ise yönetimindeki motosikletiyle seyri sırasında yola gereken dikkati vermemesi ve hızını uygun seviyeye düşürmemesi nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler dosya kapsamına uygun düşmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu olay, usul ve yasaya uygun olup bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.Davalı sigorta şirketinden celp edilen hasar dosyasında kazanın ihbar edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi davalı tarafından buna ilişkin herhangi bir delil de sunulmamıştır. Bu durumda davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Davalı tarafından her ne kadar işleten sıfatının bulunmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de poliçede sigortalı olarak gözüken kişinin kendisi olduğu, işleten sıfatının bulunmadığına dair ibraz edilen kira sözleşmesi adi yazılı düzenlenmiş olup davacı tarafı bağlayacak nitelikte olmadığı, bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.Yine, caydırıcılık ilkesi, kusur durumu, tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede takdir edilen manevi tazminat miktarı yüksek değildir. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu da yerinde değildir.2-Davalı sigorta şirketi vekili tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının değerlendirilmesi;Yargıtay 17. HD’nin ilke kararlarına göre; desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı belirlenmiş olup destek tazminatlarının varsayımsal hesabının bu şekilde yapılması gerekmektedir.Somut olayda hükme esas alınan 03.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalının kusuru oranında hesaplama yapılmış olup ilk 3 yıl için %25 oranında pay ayrılmış sonraki yıllarda iki çocuğu olacağı kabul edilerek her birine %12,5 pay ayrılarak ve ölenin payı diğerine eklenerek destek tazminatı belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda belirlenen pay oranları davalının aleyhine olmayıp raporun, bu haliyle hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Diğer yandan sigortalı araç taksi olduğuna göre avans faizi hükmedilmiş olmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Maddi Tazminat kararı yönünden davalı sigorta şirketi ve … alınması gereken harçtan peşin alınan 1.365,00 TL ile 1.121,96 TL ve 62,80 TL olmak üzere toplam 2.549,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.036,00 TL istinaf karar harcının adı geçen davalılardan müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Manevi tazminat kararı yönünden alınması gereken harçtan peşin alınan 853,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.562,13 TL harcın davalı … tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,7-Duruşma açılmadığından ötürü davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince davalılar aleyhine her bir davacı yönünden hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları ayrı ayrı gözeilerek her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğğiyle karar verildi.30/12/2019