Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4257 E. 2022/630 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4257
KARAR NO: 2022/630
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI: 2018/685 Esas – 2019/332 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi …’un yönetimindeki, kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmayan, … plakalı kamyonetle, … plakalı otomobilin 22/04/2013 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda …’un vefat ettiğini, davalılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatına yönelik olarak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/953 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini ve müvekkili aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında başlatılan takibe istinaden davalılara 08/06/2017 tarihinde toplam 302.931,89 TL ödeme yapıldığını, kazanın araç sürücüsünün alkollü olmasından kaynaklandığını, müteveffanın mirasçılarına her ne kadar ödeme yapılmış ise de davacının kusurlu sürücünün mirasçılarına rücu hakkı bulunduğunu, borçlular aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe borçluların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının rücu şartlarının bulunmadığını, murisin mirasının borca batık olması nedeni ile müvekkilleri bakımından mirasın reddedilmiş sayıldığını ve iş bu dilekçe ile def’i haklarını kullandıklarını, terekenin borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, yerel mahkemece HGK’nın 2017/17-1315 E. 2017/1239 K. sayılı kararının aksine bir karar verildiğini, davalıların destek tazminatı taleplerinin yansıma zarar olduğunu, sürücü kusurlu ölümler için hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz prensibi gereği davalılara karşı müvekkili kurumun rücu hakkı bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası sonucunda vefat nedeniyle ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tazminine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan sürücünün mirasçılarına rücu etmektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.(Yargıtay 4. HD’nin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair kararı) Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi hatalı olmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre davacı … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davacı …’na iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2022