Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4250 E. 2021/1726 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4250
KARAR NO: 2021/1726
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2015/532 Esas – 2019/728 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 45. ve 47 (6098 sayılı TBK’nın 53/3. ve 56/2). maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat; birleşen davada dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 45 (6098 sayılı TBK’nın 53/3). maddesi kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “davanın kabulü ile davacılardan eş … için 107.422,70-TL davacı kız … için 14.812,72-TL olmak üzere toplam 122.235,42-TL Destekten Yoksun Kalma tazminatının davalı … Sigortadan dava tarihi olan 23.02.2015 tarihinden itibaren, davalı …’tan ise 17.12.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara verilmesine, (…) Birleşen, davacı kız …’ın açtığı destekten yoksun kalma istemi yerinde görülmediğinden reddine, Davacıların talep ettikleri manevi tazminat isteminin ise eş … için takdiren 15.000.-TL, davacı kız … için takdiren 10.000.-TL, davacı kız … için takdiren 10.000.-TL, davacı kız … için takdiren 10.000.-TL olmak üzere toplam 45.000.-TL’nin davalı …’tan 17.12.2009 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigortadan ise Sigorta Limiti olan 15.000.-TL ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 23.02.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara verilmesine fazla istemin reddine, (…) Davacılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ (Eski unvanı … Sigorta AŞ) vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece aldırılan ATK raporunda davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak Yargıtay kararlarında sigorta şirketlerinin %100 kusurlu gibi kabul edilerek tazminat hesaplamasının yapıldığını, bu nedenle, davalı sigorta şirketlerinin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek taraflarınca ıslah yapıldığını ve harç yatırıldığını, ancak Mahkemece, davalı sürücünün kusuru oranında sigorta şirketlerinin sorumluluğuna ve reddedilen miktarlar nedeniyle müvekkilleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu belirtmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesaplaması raporunda, aktif dönem hesabında kullanılan gelirin, olması gerekenden daha yüksek hesaplandığını, hak sahipleri için uygulanan destek oranlarının Yargıtay kararlarına göre toplamda daha yüksek hesaplandığını; manevi tazminattan müvekkili sorumlu tutulmamasına rağmen, hüküm fıkrasının 7. bendinde kabul edilen manevi tazminat nedeniyle davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verildiğini, kararın bu yönlerden hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 16/12/2009 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı … Sigorta AŞ’nin … sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın, davacıların desteği (davacı …’ın eşi ve diğer davacıların babası) yaya …’a çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacıların desteği …’ın vefat ettiği; asıl davada davacılar …, … ve … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı ve tüm davacılar tarafından manevi tazminat; birleşen davada ise davacı … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %75, müteveffa …’in ise %25 oranında kusurlu oldukları anlaşılmıştır. A-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Kazanın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, 818 sayılı BK’nın 47 ( 6098 sayılı TBK’nın 56/2). maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı ile hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu itibarla, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülerek, davacı … için takdiren 20.000,00 TL ve diğer davacıların her biri için 15.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Ancak, sigorta şirketlerinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğuna göre Mahkemece, kusur oranı dikkate alınarak sorumluluğa ve ıslah dilekçesinde kusur oranını aşan talebin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu bağlamda, reddedilen miktarlar nedeniyle davalı sigorta şirketleri lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetlidir. Bu nedenle, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir. B-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Mahkemece karara dayanak yapılan 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda, müteveffanın eşi davacı …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma zararının 107.422,70 TL müteveffanın kızı davacı …’ın ise 14.812,72 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, hesaplamaya alınan gelir ve pay oranları başta olmak üzere raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazları kabul edilmemiştir. Davalı vekilinin, manevi tazminat nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik itirazına gelince; asıl davada, davalı … Sigorta AŞ de davalılar arasında bulunmasına ve manevi tazminattan sorumlu tutulmamasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7. bendinde “Esas davada, kabul edilen manevi tazminat yönünden;… vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış, davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile; Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-İşbu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacılardan eş … için 107.422,70 TL davacı kız … için 14.812,72 TL olmak üzere toplam 122.235,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihi olan 23.02.2015 tarihinden itibaren, davalı …’tan ise 17.12.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara verilmesine, 2-Birleşen dosyada, davacı …’ın açtığı destekten yoksun kalma istemli davasının reddine, 3-Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı … için takdiren 20.000,00 TL’nin, davacı … için takdiren 15.000,00 TL’nin, davacı … için takdiren 15.000,00 TL’nin ve davacı … için takdiren 15.000,00 TL’nin davalı …’tan 17.12.2009 tarihinden; diğer davalı … Sigortadan ise sigorta limiti olan 15.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihi olan 23.02.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp adı geçen davacılara verilmesine, fazla istemlerin reddine, 4-Esas davada maddi tazminat yönünden; karar ve ilam harcı 11.423,85 TL’nin peşin ve ıslahla alınan 3.269,16 TL’den mahsubu ile kalan 8.154,69 TL bakiye ilam harcının davalılar … Sigorta AŞ ve …’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 5-Esas davada, davacı tarafından yatırılan 3.300,96 TL peşin ve başvuru harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 6-Esas davada, davacı tarafından yapılan 1.784,50 TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.330,20 TL’nin davalılar … Sigorta AŞ ve …’tan alınarak davacılara verilmesine, 7-Esas davada, maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı tekrar edilerek, AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 12.528,83 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta AŞ ve …’tan alınarak davacıya verilmesine, 8-Esas davada, maddi tazminat yönünden, davalı … Sigorta AŞ ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT gereğince, reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.941,97 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine, 9-Esas davada, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, -davacıların, her bir davacı için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde istinaf başvurusu bulunmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesinin uygulaması çerçevesinde- kabul edilen manevi tazminat yönünden Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.250,00 TL nispi vekalet ücretinin, davalı … Sigorta AŞ 4.080,00 TL ile sınırlı olarak müteselsil sorumlu olmak kaydıyla, davalılar … ve … Sigorta AŞ’den alınarak davacılara verilmesine, 10-Esas Davada, reddedilen manevi tazminat yönünden; davalılar … ve … Sigorta AŞ kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince, reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.250,00 TL nispi vekalet ücretinin (davalı … Sigorta için 4.080,00 TL ile sınırlı olarak) davacılardan alınarak davalılar … ve … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 11- Esas davada, davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin reddedilen miktar oranlanarak takdiren 12,70-TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 12- Esas davada, davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan 53,20 TL yargılama giderinin reddedilen miktar oranlanarak takdiren 13,50 TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 13- Birleşen davada; 44,40 TL karar harcının peşin alınan 27,70 TL den düşümü ile kalan 16,70 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 14- Birleşen davada; davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 15-Birleşen davada; davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 16-Tarafların gider avansından bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacılar ile davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 77,00 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan 100,00 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … için hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; diğer yönlerden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/11/2021