Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4210 E. 2022/363 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4210
KARAR NO: 2022/363
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2015/936 (E) 2019/853 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü/işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresinde iken maliki bulunduğu … plaka sayılı aracı sollayarak geçmek isterken aracın sol arka tekerleğine çarpması sonucu müvekkilinin araç hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçip karşıdan gelen araç ile çarpıştıklarını, bu şekilde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yüzünde hafif yara izleri olacak ve yürümekte zorlanacak şekilde yaralandığını, kaza nedeniyle araçta ağır hasar oluştuğunu, bunun yanında kazanç kaybına da uğradığını belirterek 7.500,00 TL manevi tazminat, aracın hurda fiyatına satılması nedeniyle oluşan 22.000,00 TL maddi zarar ile otopark ve çekici ücreti olarak ödenen 380,00 TL ve ayrıca 2.312,00 TL kazanç kaybı ve delil tespiti gideri olmak üzere toplam 25.326,90 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili, kaza tespit tutanağında aracın arka tarafından herhangi bir hasar olmadığını, müvekkilinin kaza ile bir ilgisi olmayıp, orada bulunan araçlardan biri olduğunu, kazanın davacının kendi kusuru ile meydana geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı araç sürücüsünün ceza davasında davaya konu kaza nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği ve ceza mahkemesindeki maddi olgunun da hukuk hakimini bağlayacağı göz önünde bulundurulduğunda, davalının sorumlu tutulması gerekiyor ise de; davaya konu olaydaki kusurun belirlenmesi işinin özel ve teknik bilgi gerektiren bir husus olduğu, dosya kapsamında alınan raporlar ile de davacı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu hususunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı araç sürücüsünün davaya konu kaza nedeniyle mahkumiyetine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ceza mahkemesi kararının eldeki dava bakımından kesin delil teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan (araç hasar tazminatı, kazanç kaybı, otopark ve çekici giderinden oluşan) maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. BK’nın 74. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hakimi, ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlıdır.Bir başka ifadiyle, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine davalı beraat kararı ile bağlı değil ise de; sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ve ayrıca, o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının, bu yönleriyle bağlıdır. Dosyada mübrez, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/212 Esas – 2017/11 Karar sayılı kararı ile olaya ilişkin görgüsü bulunan tarafsız tanık anlatımları, müşteki anlatımı ve bilirkişi raporu uyarınca davalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacının yönetimindeki araca arkadan çarpmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın istinaf aşmasından geçerek kesinleştiği görülmektedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan ATK raporunda, ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıanın tam tersine olacak şekilde arkadan çarpma hadisesinin gerçekleşmediği kabul edilerek kusur izafesinde bulunulmuştur. Az yukarıda yapılan açıklamalara göre, hukuk hakiminin ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıa ile bağlı olduğu gerçeği karşısında kesinleşen maddi vakıa dışına çıkılarak düzenlenen raporlara göre karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. O halde, davalının ceza dosyasındaki yargılamanın iadesi talebinin sonucu da beklenerek kararın olumsuz kesinleşmesi durumunda kesinleşen maddi vakıa doğrultusunda İTÜ veyahut Karayolları Fen Heyetinden rapor alınarak belirlenecek kusur durumu doğrultusunda tarafların iddia ve savunmaları ile bildirdikleri deliller uyarınca davacının her bir talebi hakkında değerlendirme yapılarak bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 01/03/2022