Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4180 E. 2022/760 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4180
KARAR NO: 2022/760
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2017/485 (E) 2019/616 (K)
DAVANIN KONUSU: Manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 28/08/2015 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sokağa çok hızlı bir şekilde giriş yaptığını ve evlerinin önünde oynayan davacıların müşterek çocuğu …’a çarparak ölümüne sebep olduğunu, aynı araçta bulunan davalı …’ın ise çocuğu aracın altından çıkarmak için aracı ileri geri hareket ettirerek çoçuğun daha fazla ezilmesine neden olduğunu belirterek, davacı … ve … için ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmişlerdir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince; davalılar … Sigorta şirketi ile … hakkında açılan davanın reddine, … hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile davacı … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, her ne kadar manevi tazminatın müvekkillerinin acısını dindirmese de, tatmin edecek şekilde olması gerektiğini, manevi tazminat talebinin tamamının kabulü gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 28/08/2015 tarihinde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıların müşterek çocuğu yaya …’a çarpması sonucunda davacıların çocuğunun öldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece kusura ilişkin alınan bilirkişi raporuna göre, olayın meydana gelmesinde davacıların çocuğu yaya …’ın % 62,5- (5/8) oranında, davalı sürücü …’in % 37,5- 3/5 oranında kusurlu, davalı …’ın kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/591 E. 2018/119 K. sayılı dosyasından keşfe binaen alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunda yaya …’ın asli kusurlu, sürücü (sanık) …’in tali kusurlu olduğu tespit edilmiş, yapılan yargılama sonunda sanık … tali kusurlu kabul edilerek taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. TBK’nın 56/1.maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Somut olay değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, kusur durumuna ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının bir miktar az olduğu, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davalılar … Sigorta Şirketi ile … hakkında açılan davanın reddine, 2-Davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak adı geçen davacılara verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davacılar tarafından sarfedilen 27,70 TL başvurma harcı, 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 598,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.775,70 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına (%40 kabul) göre hesaplanan 710,28‬ TL’sinin davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-İlk derece mahkemesinin davacılar için tek vekalet ücretine karar vermesi şeklindeki uygulaması davacılar tarafından istinaf sebebi olarak ileri sürülmediğinden aynı yöndeki uygulamayla; Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, 8-Davalı … tarafından sarf edilen 37,55 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, diğer davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli AAÜT’deki esaslara göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine 10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 73,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 194,40 TL yargılama giderinin, davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/04/2022