Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4165 E. 2022/275 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4165
KARAR NO: 2022/275
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2018
NUMARASI: 2014/63 Esas – 2018/782 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46 (6098 sayıyı TBK’nın 54). maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı, tarafların beyan ve delilleri, dava konusu trafik kazasının oluşumunda taraflara ait olan kusur durumları, kazanın oluştuğu mahal, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, kazanın davalı … şirketine sigortalı bulunan aracın bozulması sonrası davacı tarafından tamiri için oto elektrikçisi olan …’a tevdi edildiği, …’un aracın tamiri sırasında aracın arka tekerleklerine takoz koyduğu, ön tekerleklerine ise herhangi bir takoz konulmadığı, bu sırada araç sahibi … tarafından aracın çalıştırılması sonucu aracın takozdan düştüğü ve davacının yaralanmasına neden olduğu, KTK’nun Trafik Sigortası Genel Şartlarının 3h Maddesi uyarınca, motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslere gözetim, onarım, bakım, alım satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla bırakılan aracın sebep olacağı zararların teminat kapsamı dışında bulunduğu, davacının elektrikçi olduğu ve mesleki faaliyeti ile ilgili esnada kazanın vuku bulduğu, dolayısıyla trafik sigortası genel şartlarının 3h maddesi kapsamında teminat dışı kaldığı, bu şekildeki bir zararın ancak mesleki sorumluluk sigortası yaptırılarak teminat altına aldırılabileceği anlaşıldığından söz konusu davacı zararının sigorta teminatı kapsamı dışında kalması sebebiyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, somut olayda planlı bir şekilde yapılan araç bakımı ve tamirinin söz konusu olmadığını, sürücü hatasından kaynaklanan bir vakanın mevcut olduğunu, olay, kusur ve maluliyet ve bilirkişi raporlarıyla sabit kılınmasına rağmen, somut olayla bağdaşmayan Genel Şartlar hükmünün uygulanmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından 13/09/2010 tarihinde, davalı … Şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı otobüsün elektrik aksanının bozulması nedeniyle, aracın sürücüsü olan …’ın, o esnada oradan geçmekte olan arkadaşı davacıdan yardım istediği, davacının da bu yardım isteğini kabul ederek, aracı tamir etmek için aracın altına girdiği, dava dışı sürücünün aracı çalıştırıp stop ettirmesi esnasında aracın, davacının sağ ayağı üzerinden geçerek yaralanmasına neden olduğu, olayın bu şekilde gerçekleştiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar” başlıklı 104. maddesinde; ” Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar bu madde dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda anlatıldığı şekilde gerçekleşen olayda, kazaya karışan araç, onarım ve bakım için bırakılmadığından, olayda bu maddenin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının maddi tazminat talebi, ZMSS poliçesinin teminatı içerisinde kaldığından, davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bir başka deyişle, davacı vekilinin istinaf iddia ve itirazları kabule şayan görülmüştür. Bu bağlamda, ATK tarafından belirlenen %14.0 oranındaki kalıcı maluliyet ve 2 ay iyileşme süresine dair maluliyet raporu ile kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %75, davacının %25 oranında kusurlu olduğuna dair kusur bilirkişi raporu dikkate alınarak HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlenen, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılan 12/01/2018 tarihli bilirkişi raporuyla 52.350,36 TL olarak belirlenen ve davacı tarafça ıslah harcı yatırılan maddi zararın, ZMS sigortacısı olan davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile, 52.350,36 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.576,05 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 25,20 TL peşin ve 165,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 190,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.385,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL peşin harç, 165,00 TL ıslah harcı, 300,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 985,89 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.476,09 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 7.605,55 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 28,13 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/02/2022