Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4110 E. 2022/354 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4110
KARAR NO: 2022/354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2016/973 (E) 2019/511 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … yönetimindeki … plakalı aracın, emniyet şeridinde park lambalarını yakmış vaziyette duran … plakalı araca çarparak araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği olan …’un vefat etmesine yol açtığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ödenmesine; davacılar …, …, … ve … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının ise kabulü ile toplam 106.590,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili ve davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … vekili istinaf başvurusunda özetle; Müvekkiline izafe edilen kusur oranının hatalı olduğunu, alkol oranının yasal sınır üzerinde olması nedeniyle kusurlu kabul edilmesine ilişkin değerlendirmelerin doğru olmadığını, müteveffanın içerisinde yer aldığı aracın emniyet şeridinde durmasının bir zorunluluktan kaynaklanmadığını, bu durumun asli kusur teşkil ettiğini, bunun yanında emniyet kemeri takılı olmayan müteveffanın zararın artmasına sebebiyet verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili ise; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama sonrasında zararın tamamen karşılandığının tespit edilmiş olmasına rağmen rapor tarihindeki verilere göre tespit edilen zarardan yapılan ödemenin mahsubundan sonra kalan kısmın hüküm altına alınmasının doğru olmadığını, ödeme tarihi itibarıyla davacıların bakiye zararlarının bulunmadığı hususunun raporla belirlendiğini, kalan poliçe limiti ile ve hangi davacıya hangi oranda sorumlu oldukları belirtilmeden, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin de hatalı olduğunu, yargılama giderinin kalan teminat bedeli oranında verilmemesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalı … vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu (davalı araç sürücüsünün asli kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına dair) ve İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/255 Esas – 2017/147 Karar sayılı (İstanbul BAM 19. CD 2017/3755 Esas – 2017/3806 Karar sayılı kararı ile) kesinleşen kararı kapsamında yapılan değerlendirmede, davalılara ait … plaka sayılı aracın, emniyet şeridinde nizami park halinde bulunan araca arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında tam kusurlu olduğuna ilişkin kabul şekli oluşa, usul ve yasaya uygundur. Müteveffanın içerisinde bulunduğu aracın zorunlu bir nedene dayalı olarak emniyet şeridinde bulunup bulunmamasının veya davalı araç sürücüsünün yasal sınır üzerinde alkollü olup olmamasının kusura etki eden bir yanı yoktur. Kaldı ki kazanın meydana gelmesinde davacılar desteğinin kusuru bulunmadığından, TBK’nın 163/1. maddesi uyarınca zarar, 2918 sayılı KTK’nın 85, 88 ve 6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62. Maddeleri gereğince müteselsilen sorumlu olan bütün borçlulardan talep edebilecektir. Bu durumda, davalı araç sürücüsünün daha az oranda kusurlu kabul edilmesi gerektiğine ilişkin savunmanın sonuca etkisi yoktur. Yine, park halinde bulunan araçtaki müteveffanın emniyet kemeri takma zorunluluğunun bulunmadığı da nazara alındığında, davalı vekilinin kusur ve müterafik kusura yönelik istinaf itirazlarında isabet bulunmadığı görülmektedir. 2-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan 10/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama sonrasında sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiği kabul edilmiş ise de; 26/10/2016 tarihinde yapılan ödemenin davanın açıldığı tarihten sonra olması nedeniyle, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki veriler üzerinden hesaplama yapılarak ödemelerin faizsiz tutarı mahsup edildikten sonra tespit edilen zarar kalemlerinin hüküm altına alınmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama ancak dava tarihinden önce ödeme yapılmış olması halinde söz konusu olabilecektir. Dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin bilirkişi raporunun tanzim edildiği tarihteki verilere göre yapılan hesaplamadan sonra ödeme güncellenmeksizin mahsubu suretiyle tazminat tutarının belirlenmesi gerektiği, yapılan hesaplamada da ödemenin mahsubundan sonra bakiye teminat limitinin kaldığı göz önüne alındığında davalı sigorta şirketinin yazılı şekilde sorumlu tutulmasında ve yargılama giderlerinin, konusuz kalan davadaki haklılık durumuna göre teminat limitinin (yapılan ödemeden sonra kalan tutar üzerinden değil) tazminata olan oranı uyarınca takdir edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, kararda davalı sigorta şirketinin bakiye limiti garameten paylaştırılmak suretiyle sorumlu olduğu miktara açıkça yer verilerek karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hangi miktardan sorumlu olduğu açıklanmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-O halde, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi ile birlikte sorumlu oldukları miktarın infazda tereddüt yaratmaması amacıyla hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerektiğine yönelik itirazı bakımından istinaf başvurusun kabulüne, düzeltilerek yeniden esas hakkında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun 10. sayfasında yapılan ve itiraza uğramayan garame hesabına göre karar vermek ve hükmün istinaf başvurusuna konu edilmeyen ve bu nedenle kesinleşen kısımları aynen tekrar edilmek suretiyle aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, B)1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; Davacıların davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; a-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, b-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, c-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, d-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, e-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, f-Davacı …’un manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, g-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile; 10.891,99 TL’nin davalılar … ve … yönünden 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ayrıca diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden 2.345,39 TL’lik kısmından sorumlu olması kaydı ile 22/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, h-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile; 13.024,90 TL’nin davalılar … ve … yönünden 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ayrıca diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden 2.804,67 TL’lik kısmından sorumlu olması kaydı ile 22/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, ı-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile; 18.251,98 TL’nin davalılar … ve … yönünden 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ayrıca diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden 3.930,22 TL’lik kısmından sorumlu olması kaydı ile 22/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilineadı geçen davacıya verilmesine, i-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile; 64.422,06 TL’nin davalılar … ve … yönünden 31/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ayrıca diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden 13.872,08 TL’lik kısmından sorumlu olması kaydı ile 22/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline adı geçen davacıya verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 10.286,87 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 525,99 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 350,40 TL olmak üzere toplam 876,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.410,50 TL harcın davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin bu harcın 6.404,90 TL’sinden sorumlu olmak üzere davalılar …, … ve davalı … Sigorta A.Ş ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, başvuru ve vekalet suret harcının davacılar üzerinde bırakılmasına, mahsup edilen 525,99 TL ve 350,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davacılara iadesine, 3-Bilirkişi ücreti, tebligat gideri ve posta masrafı olan 1.711,60 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 970,40 TL’nin davalılardan … Sigorta AŞ bu miktarın 686,90 TL’sinden sorumlu olmak üzere davalılar …, … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına, 4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5-Maddi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, 6-Maddi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, 7-Maddi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, 8-Maddi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye gör belirlenen 7.436,43 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, 9-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 10-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 11-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 12-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 13-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 14-Karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre davacı … yönünden manevi tazminat yönünden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 15-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 16-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 17-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 18-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 19-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 20-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT’ye göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 21-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, C-İstinaf yargılama giderleri bakımından: 1-Davalı …’dan alınması gereken 10.286,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.572,00 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 7.714,86 TL istinaf karar harcının bu davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 2-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 4-İstinafa başvuran davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 5-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 73,10 TL tehiri icra harcının, davacılardan müteselsilen alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinafa başvuran davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda objektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden davalılar aleyhine hükmedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2022