Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4071 E. 2022/349 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4071
KARAR NO: 2022/349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2014/941 (E) 2019/643 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda t arih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, 12/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, kazanın gerçekleşmesinde davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın asli kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini talep etmiştir.Davalı …, celsedeki beyanında kaza sonrasındaki kusur değerlendirmesinin yanlı ve taraflı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … Şirketine yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 40.720,40 TL maddi tazminatın kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı …, kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, hükme esas alınan kusur durumun doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, müvekkilinin dava konusu kazadan kaynaklı ibra edilmiş olmasına rağmen sorumluluğuna karar verilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … Şirketi vekili, müvekkili şirket bakımından usulüne uygun davetiye tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yokluklarında karar verildiğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, esas bakımından ise kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, sadece jandarma tutanağına bakılarak eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, emniyet kemeri takılıp takılmadığı hususunun değerlendirilmediğini, davalı araç sürücüsünün kusura dair itirazları doğrultusunda herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidildiğini, davacının ibraname doğrultusunda zararının karşılandığını, manevi tazminatın yüksek takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalıların ibra nedeniyle maddi tazminat borcunun sona erdiğine ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar TBK’nın 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166 ve 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan kanun hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (TBK 162/1). Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse bunun sonuçlarına katlanır.(168/2) Somut olayda, davalı sigorta şirketi tarafından dava açıldıktan sonra 13/02/2014 tarihinde, davacı tarafa, 77.000,00 TL tazminat ödenerek sigorta şirketi ve diğer davalı işletenin ibra edildikleri, buna ilişkin ibraname düzenlendiği, ibranamede, davanın önceki esas numarası belirtilmek suretiyle, davaya konu kazadan kaynaklı hiçbir hak ve alacaklarının kalmadığı belirtilerek fazlaya ilişkin hakları da kapsar şekilde trafik sigortacısı ve sigortalının ibra edildikleri, bunun üzerine davacı vekili tarafından 30/04/2014 tarihli celsede, davadan feragat edildiği ve yargılamanın ilerleyen aşamalarında yapılan işbu anlaşmanın yetersizliğinden bahisle iptale tabi olduğu veyahut bu anlama gelebilecek herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmektedir. Bu durumda, maddi tazminat yönünden ibra edilen trafik sigortacısı ve sigortalı davalılar ve ayrıca, BK168/2 gereği haksız fiil faili olan araç sürücüsü bakımından borç sona ermiş olmasına rağmen hüküm tarihine yakın veriler üzerinden yeniden hesaplama yaptırılıp yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir. 2-Davalıların sair istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Davalı … Şirketi yönünden olağan usulde çıkarılan tebligatların bila tebliğ iade olması üzerine sicilde kayıtlı adrese TK’nın 35. maddesi uyarınca tebliğ işlemi yapılmış olmasında usulsüzlük bulunmadığı, taraf teşkili sağlanmadığına ilişkin istinaf itirazlarında isabet olmadığı görülmektedir. Diğer yandan davalı araç sürücüsü hakkında açılan ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanarak kesinleştiği (Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/860 Esas – 2014/164 Bozmadan sonra 2016/111 Esas 2016/567 Karar sayılı karara ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2016/9797 Esas – 2016/12864 Karar sayılı onama kararı), hukuk mahkemesinde bağlayıcı etkiyi haiz olan ceza mahkemesindeki kesinleşen maddi vakıa kapsamında, davalı araç sürücüsünün, öncesindeki trafik levhasını dikkate almaksızın iki yönlü yolda sert virajı alamayarak karşı şeritte gelmekte olan davacının içerisinde bulunduğu araca şerit ihlali yaparak kazaya sebebiyet verdiği kabul edildiğine göre, davalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada tam kusurlu olarak kabul edilmiş olmasında oluş, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kusura ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. Öte yandan davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığı yönünde veyahut bunun yaralanma ile illiyeti konusunda bir ispat ortaya konulamadığına göre, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğine dair istinaf itirazı da yerinde değildir. Bununla birlikte, davacının gerçekleşen kazada 9 aya kadar iyileşme süresi olacak şekilde %24 oranında sakat kaldığı, kusur durumu, kazanın gerçekleşme biçimi, kaza tarihindeki paranın alım gücü ve hakkaniyet ile caydırıcılık ilkesi göz önünde bulundurulduğunda, takdir edilen manevi tazminatın yüksek olmadığı, buna yönelik istinaf itirazında da isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır. 3-Bu durumda maddi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, sigorta şirketi haricinde kalan diğer davalıların sair istinaf itirazlarının reddine, HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalılar … Şirketi vekili ile diğer davalı …’nın manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.207,73 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 841,57 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
B)1-Davalıların maddi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, 2-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde adı geçen davalı tarafa iadesine,3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, konusu kalmayan maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Dış Tic. Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 12/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-a)Manevi tazminat davasında alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 151,50 TL peşin harç ve 54,97 TL harç toplamı 206,47 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.842,83 TL harcın sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b)Maddi tazminat davasında alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafından peşin yatırılan 151,50 TL peşin harç ve 135,67 TL ıslah harcı toplamı 287,17 TL harcın, 80,70 TL’lik kısmının tüm davalılardan; kalan 206,47 TL’lik kısmının sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra konusu kalmayan maddi tazminat davasında yapılan 77.000,00 TL ödeme üzerinden daire karar tarihindeki tarife hükümleri gereğince hesap ve takdir edilen 10.810,00 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … Dış Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,9-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.006,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.006,20 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.563,92 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,10-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde davacıya iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 11-İstinafa başvuran davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 12-a)Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine,b)Diğer davalı şirket tarafından her iki dava bakımından ortaklaşa yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının 60,65 TL’lik kısmının davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,14-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansının ilgili tarafa iadesine, Dair, objektif dava birleşmesi teşkil eden manevi tazminat davasında davalılar aleyhine hükmedilen miktar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin; maddi tazminat davası bakımından ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/03/2022