Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/407 E. 2020/108 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/407
KARAR NO: 2020/108
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2017
NUMARASI: 2014/1885 Esas- 2017/766 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacılar vekili dava dilekçesinde; 06/02/2011 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresinde olan, diğer davalı …’ya ait … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müteveffa …’nin, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında, hayatını kaybettiğini, bu nedenle müvekkillerinin ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını beyanla olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ortaklaşa ve zincirleme olarak davalılara ödetilmesini, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen aracın, müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta limiti ve kusur oranında sorumlu olduklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; maddi tazminat talepleri yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, 12.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … dilekçesinde; Davada taraf teşkilinin sağlanmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, görevsiz mahkemede davanın görüldüğünü, olay sırasında aracı kullanan kişinin kendisi olmadığını, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, mahkemenin müterafik kusur hakkında bir inceleme yapmadığını, taraflar ileri sürmese bile mahkemenin müterafik kusur yönünden inceleme yapıp indirim yapmak zorunda olduğunu, yolun mıcırlı olması sebebiyle Karayollarının da sorumlu olduğunu, takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, mahkemece yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hesaplamanın yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacılar, kazada ölen desteğin annesi ve babası olup ihtiyari dava arkadaşıdırlar. Davacılar vekili dava dilekçesinde destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen; manevi tazminatın da davalı …’den tahsilini talep etmiş, ancak hangi davacı için ne miktarda talepte bulunduğunu açıklamamış, mahkemece yapılan yargılama sonucu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine; manevi tazminat davasının kısmen (12.000 TL) kabulüne karar verilmiştir. HMK’nın 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar açıklanmıştır. Buna göre dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun yer alması zorunludur. Ancak, somut olayda ihtiyari dava arkadaşları için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekip her bir ihtiyari dava arkadaşının talebinin dava dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerekirken “100.000 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline” karar verilmesi istenilmiş, hangi davacı için ne kadar tazminat istenildiği belirtilmemiş, mahkemece de hangi davacı lehine olduğu anlaşılmayacak şekilde: “…12.000 TL manevi tazminatın …davacıya verilmesine” hükmedilmiştir. Bu haliyle verilen hüküm, denetlenebilir olmayıp infazında da tereddüde yol açacak niteliktedir. O halde mahkemece yapılması gerekli iş; HMK’nın 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacıya tüm taleplerin ve her bir talep için dava değerinin açıklatılması, bilahare HMK’nın 297. maddesine uygun şekilde tüm talepler değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle davalı …’in istinaf taleplerinin bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılması sebebine göre dosyanın, diğer istinaf itirazları incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’in istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2020