Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4069 E. 2022/273 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4069
KARAR NO: 2022/273
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2017/527 Esas – 2019/281 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; kasko sigorta poliçesi kapsamında, davacı kasko sigortacısı tarafından, dava dışı kasko sigortalısına ödenen araç hasar tazminatının, karşı araç ZMSS sigortacısına tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın trafik kazasından kaynaklanan hasarla ilgili olarak davacının kasko poliçesi kapsamında sigortalısına yapmış olduğu ödemenin… plakalı araç sigortacısından rücuen tahsili tahsiline ilişkindir. Olayın 07/08/2016 tarihinde saat 12:30 sıralarında davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı … yönetimindeki …plakalı otomobilin gündüz vakti … caddesini takiben seyir halinde iken olay yeri kavşağa geldiğinde yönüne göre sol tarafında kalan Bağlar sokağına girmek istediği sırada otomobilin sağ yan kısmına … Caddesini takiben gelen davacıya sigortalı araç sürücüsü… sevk ve idaresindeki …plakalı motorun çarpması sureti ile meydana geldiği anlaşılmıştır. Hasar dosyası trafik kayıtları, olay yeri tutanakları ve fatura ve tüm dosya kapsamı üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafa sigortalı olan… plakalı motosiklet sürücüsü …’nin %25 oranında, davalı tarafa sigortalı … plakalı otomobil sürücüsü …’nun ise %75 oranında kusurlu olduğu, kusur oranına göre davacı tarafa sigortalı motosiklette meydana gelen hasarın 25.050-TL olabileceği tespit edilmiştir. Kaza nedeniyle davacıya araç sürücüsü tarafından 3.400TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından ise 17.200 TL olmak üzere toplam 20.600,00-TL ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan ödemenin mahsubu ile davanın kısmen kabulüne, davacı tarafça davalıya başvuru tarihinden itibaren avans faizi talep edilmişse de davalıya sigortalı aracın hususi oto olması ve dosyada davalı sigortaya başvuru tarihini tevsik edecek bir belge bulunmaması nedeniyle dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,…”şeklindeki gerekçeyle “Davanın Kısmen Kabulü ile, 1-4.450,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında kusur yönünden alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %25, karşı tarafça sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduklarının belirlenerek karar verildiğini, ancak bu kararlara itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, kazanın meydana gelmesinde karşı tarafça sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, Adli Tıp Kurumundan ya da İTÜ Trafik Kürsüsünden kusura ilişkin rapor alınması gerektiğini; müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin 33.400,00 TL değil, 34.400,00 TL olduğunu, bilirkişilerce bu miktar yönünden de hata yapıldığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 31/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; kazanın meydana gelmesinde, davacı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %25, davalı tarafça sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu oldukları; sovtaj bedeli düşüldükten sonra zararın 33.400,00 TL olduğu, davacı tarafça sigortalısına 33.400,00 TL araç hasar tazminatı ödendiği; bu miktarın %25 kusur oranına tekabül eden kısmının 25.050,00 TL olduğu, davalı tarafça davacıya 17.200,00 TL ve 1.869,55 TL olmak üzere toplamda yapılan 19.069,55‬ TL’lik ödemenin indirilmesi sonucunda, davalıdan talep edebileceği miktarın 5.980,45 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Mahkemece, %75 oranındaki kusur oranına tekabül eden 25.050,00 TL’lik zarardan, davacıya, davalı Sigorta Şirketi tarafından ödenen 17.200,00 TL ile sigortalı araç sürücüsü tarafından ödenen 3.400,00 TL’nin toplamı olan 20.600,00 TL’nin indirilmesi sonucunda 4.400,00 TL’ye hükmedilmesinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Ayrıca, davacı tarafça her ne kadar sigortalısına 34.400,00 TL ödendiği iddia edilmiş ise de, dosyada bulunan 17/10/2016 tarihli … Bankasına ait belgenin yapılan incelemesinde; ödenen miktarın 33.400,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/02/2022