Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/4049 E. 2019/701 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/4049
KARAR NO : 2019/701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/09/2019
NUMARASI : 2019/6296 Esas – 2019/40 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan İş Gücü Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dilekçesinde özetle; 01/09/2017 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu araçta müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek 5.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, talebini ıslahen 106.888,43 TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, başvuranın davadan önce yaptığı başvurunun usulsüz olduğunu, poliçenin tanzim tarihi itibariyle özürlü raporu alması gerektiğini, genel şartlara uygun hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat harici olduğunu, başvuran lehine vekalet ücretinin 1/5 olması gerektiğini belirterek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde 04/04/2019 tarih K-2019/28825 sayılı kararı ile başvurunun kabulüne, sürekli iş göremezlik tazminatı 85.510,74 TL’nin davalı … şirketinden tahsiline dair verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 26/07/2019 tarih 2019/İHK- 9086 sayılı kararı ile “başvuru sırasında başvuru dilekçesine eklenen maluliyet raporunun, yönetmelikte belirtilen rapor formatı ve muhtevasında olmaması nedeniyle usulüne uygun olarak sigorta şirketine başvuru şartının ikmal edilmemesi nedeniyle başvurunun dava şartı noksanlığından usulden reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından başvuru şartı gerçekleşmiş olmasına rağmen başvurunun usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay (kaza) tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, poliçe tanzimi 01.06.2015 tarihinden sonra ise yeni Genel Şartlar dairesinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda davacı vekili, usul ve yönetmeliğe uygun şekilde Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden aldığı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre heyet halinde düzenlenmiş maluliyet raporunu ibraz ederek sigorta şirketine başvuruda bulunmuştur. Başvuru şartının yerine getirilebilmesi için maluliyet raporunun ibrazı yeterli olup bunun hükme esas alınabilecek yeterlilikte olması aranmamaktadır. Bu durumda, dava konusu kaza öncesinde 6704 sayılı yasayla değiştirilen KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuru şartı gerçekleşmiş bulunmaktadır. Kaldı ki gerek istinaf ve gerekse temyiz uygulamasında sözü geçen madde hükmünde öngörülen dava şartı yargılama sırasında ikmal edilebilecek bir dava şartı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenlerle İtiraz Hakem Heyetinin başvuru şartının ikmal edilmediğine ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf gerekçeleri yerinde olup kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilerek tahkim yargılamasının amacı, usul ekonomisi ilkeleri gözetilerek davalının itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. Davalı … şirketi Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun olmadığını, sigorta şirketine usulüne uygun bir başvuru olmadığını, bu nedenle temerrüde düşmediklerini ve faiz isteme hakkının oluşmadığını, doktor raporuna ilişkin yapılan masrafların davalı … şirketine fatura edilemeyeceğini, bu yönden yargılama gideri talebinin reddi gerektiğini, vekalet ücretine hatalı hükmedildiğini ifade ederek itiraz etmiş olup itiraz sebeplerinin incelenmesinde:Davacı tarafın sigorta şirketine başvuru esnasında sunmuş olduğu maluliyet raporu ve başvuruya eklenen diğer evrak başvuru şartlarına uygun ve yeterli kabul edildiğinden, başvurudan itibaren 8 iş günü içerisinde davalı temerrüde düşmüştür. Başvurunun 30/07/2018 tarihi olduğu, davacı talebinin temerrüt tarihi olarak 10/08/2018 tarihi olmasına rağmen Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin daha ileri bir tarih olan 23/10/2018 tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulamasında yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı tarafın bu yöndeki itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacının sunmuş olduğu maluliyet raporu hüküm kurmaya yeterli kabul edildiği için rapor ücreti yargılama giderleri kapsamında kabul edilerek davalıya yüklenmesinde isabetsizlik yoktur.
Davalının vekalet ücretine yönelik itiraz nedenleri değerlendirildiğinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine 13/06/2012 tarihli ve 6327 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile eklenen 17. fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak da yukarıda belirtildiği gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde “Tarifenin 3. kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddelerde “talebi reddedilenler” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonunun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin talebidir. Tahkim Komisyonuna talepte bulunan sigortalının talebine cevap veren ve karşı gerekçelerini ileten sigortacının bu anlamda “talebi kabul edilen” veya “talebi reddedilen” olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret” başlıklı 17. maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, kararın kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,Buna göre; 1-Davacının talebinin KISMEN KABULÜNE, 85.510,74 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının 23/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … AŞ’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,2-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından karşılanmış olan 1.603,25 TL başvuru gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 1.200,00 TL rapor ücreti ve 5,20 TL vekalet harcından oluşan toplam 3.308,45 TL yargılama giderinin tamamının davalı … AŞ’den alınarak, davacıya ödenmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul tutarına göre, AAÜT’nin 17. Maddesi ve tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan 9.590,86 TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den tahsil edilerek, davacıya ödenmesine,5-Reddedilen tutar TBK m. 52 kapsamında olduğundan sigorta şirketi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,B-İSTİNAF BAŞVURUSU BAKIMINDAN :1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,3-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 46,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,5- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/12/2019