Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/397 E. 2020/105 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/397
KARAR NO: 2020/105
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2017
NUMARASI: 2017/5312 Esas-2017/5312 Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 27/09/2017 Tarih -2017/İHK-3719)
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde; 18/05/2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yolcu konumunda olan müvekkilinin trafik kazasında % 24,2 oranında malul kaldığını, karşı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunu, karşı tarafa ait … plakalı aracın sigorta şirketinin … Sigorta olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere 41.190,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti karar ve gerekçesinde; başvurunun kabulü ile 41.190,00 TL’nin 07/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir. Davalı … vekili İtiraz Hakem Heyetine yapmış olduğu başvurusunda; davacıya ait raporlar arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin yerinde olmadığını beyan etmiştir. İtiraz hakem heyeti karar ve gerekçesinde; %5 özür oranını içeren raporun özürlü sağlık kurulu raporu olduğunu, yönetmeliğe uygun olmadığını, yönetmeliğe uygun % 24 oranındaki maluliyet raporunun esas alınarak karar verilmesinde isabetsizlik olmadığını belirterek itirazın reddine karar vermiş. Davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya ait maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Hastanesi’nden verilen özürlü sağlık kurulu raporunda maluliyet oranının %5 olarak belirtildiğini, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi raporunda ise özür durumunun % 24,2 oranında olduğunun belirtildiğini, aradaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davalı vekili her ne kadar davacının maluliyet raporları arasında özür oranları bakımıdan çelişki olduğunu ve davacının maluliyetinin gerçekte %5 oranında olduğunu iddia etmiş ise de, davalı tarafça yargılama aşamasında bu yönde bir itiraz ileri sürülmediği, %5 maluliyete ilişkin raporun kaza tarihi itibarıyla uygulanması gereken yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmediği gibi hakem heyetince hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğe uygun olduğu ve hüküm vermeye elverişli ve yeterli olduğu nazara alınarak; davalı vekilinin soyut nitelikteki istinaf itirazlarının HMK353/1-b/1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 21/01/2020